Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2016/9259 E. 2017/2469 K. 03.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/9259
KARAR NO : 2017/2469
KARAR TARİHİ : 03.04.2017

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi usul kanununa muhalefet
HÜKÜM : Düşme, Mahkumiyet

Katılan vekilinin 03.07.2014 havale tarihli temyiz dilekçesinin sanıklar … ve … hakkında verilen düşme kararlarına yönelik olduğu kabul edildiğinden sanık … hakkındaki mahkumiyet kararına ilişkin tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Sanıklar hakkında Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 16.11.2007 tarihli iddianamesi ile 2006 yılında sahte fatura düzenlemek suçundan da kamu davası açıldığı anlaşılmakla; bu suçla ilgili olarak zamanaşımı süresi içerisinde mahallinde karar verilebilmesi mümkün görülmüştür.
1- Sanıklar hakkında 2002, 2003 ve 2004 takvim yıllarında sahte fatura kullanmak suçundan kurulan düşme hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü uyarınca; sanıklara yüklenen “2002, 2003 ve 2004 takvim yılında sahte fatura kullanmak” suçlarının yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK’nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen olağanüstü dava zamanaşımının suç tarihinden hüküm tarihine kadar gerçekleştiğinden kamu davasının vaki zamanaşımı nedeniyle düşürüldüğü gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
II- Sanıklar hakkında 2005 takvim yılında sahte fatura kullanmak suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince ise;
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü uyarınca; sanıklara yüklenen “2005 takvim yılında sahte fatura kullanmak” suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK’nın 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suçun işlendiği 30.12.2005 tarihinden hüküm tarihine kadar gerçekleşmediği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak inceleme tarihi itibarıyla kesici son işlem olan sanıkların savunmalarının alındığı tarihten temyiz inceleme tarihine kadar zamanaşımının gerçekleştiğinden ve aynı kanunun 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak bu hususta karar verilmesi mümkün olduğundan, sanıklar hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE, 03.04.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.