Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2016/8444 E. 2017/2563 K. 05.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/8444
KARAR NO : 2017/2563
KARAR TARİHİ : 05.04.2017

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Mühür bozma
HÜKÜM : Mahkumiyet

1- Sanığın işyerinde abonesi olduğu elektrik sayacına ilişkin elektriğinin borç sebebiyle kesilmesine rağmen mührü bozarak tüketime devam ettiğinin iddia olunduğu davada; … Elektrik Dağıtım A.Ş.’nin 30.10.2009 tarihinde hisselerinin özel şirkete devredildiği,dosya kapsamında bulunan 13.09.2011 tarihli “Kaçak/Usulsüz Elektrik Tespit Tutanağı” başlıklı belge içeriğinden … seri nolu sayacın mühürlendiğine ilişkin bir bilginin bulunmaması, başkaca bir mühürleme tutanağının da olmaması,bahsi edilen tutanakta sayacın imal yılının 2011 olarak belirtilmesi, sanığın da hazırlık aşamasındaki savunmasında işyerini 01.01.2011 de açtığı, haziran ayında da sayacın mühürlendiğini çalışmak zorunda olduğundan mührü kırarak elektrik kullandığını savunması karşısında, sayacın imal yılına göre şirketin özelleşmesinden sonra aktif olması da gözetildiğinde lisans sahibi özel şirket görevlileri tarafından yapılan işleme aykırı davranışta, 5237 sayılı TCK’nun 203. maddesinde düzenlenen “mühür bozma” suçunun unsurlarının oluşmadığından sanığın beraati yerine yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
2- Sanığa ait elektrik aboneliğine ilişkin olarak suç tarihinden öncesine ait ve borcundan dolayı elektriğinin kesilerek, elektrik sayacının mühürlendiğine ilişkin tutanağın dosya kapsamında bulunmaması karşısında, suç tarihi önceki dönemine ait sanığa ait sayacın borcundan dolayı elektriğinin kesilerek mühürlendiğine ilişkin mühürleme tutanağının olup olmadığı katılan kurumdan sorularak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekmesine rağmen, eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
3- 5271 sayılı CMK’nun 231. maddesi gereğince, hakkında verilen hükmün açıklanması geri bırakılan sanığın denetim süresi içerisinde yeni bir suç işlemesi nedeniyle tekrar ele alınan dosyada, hükmün aynen açıklanması ile yetinilmesi gerekirken, verilen hapis cezasının ertelenmesi ,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05.04.2017 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

MUHALEFET ŞERHİDİR

Dairemizin 05/04/2017 tarih, 2016/8444 Es, 2017/2563 Kr sayılı çoğunluk görüşüne bozma kararına aşağıda belirttiğim gerekçeyle muhalifim.
Sanığın 5237 sayılı TCK’nun 203/1, 43, 62 maddeleriyle 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Hükmün Açıklanması suretiyle kurulan Konya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/06/2014 tarih 2014/155 Es 2014/349 Kr sayılı kararı usul ve yasaya aykırıdır.
Sanık hakkında aynı mahkemece 14/12/2011 tarih 2011/706 Es- 2011/741 Kr sayıyla verilen hükmün CMK’nun 231/6 ve devam maddeleri uyarınca açıklanmasına geri bırakıldığı anlaşılmaktadır.
Deneme devresi içinde sanık hakkında Konya 7. Sulh Ceza Mahkemesinin 14/01/2014 tarih 2013/213 Es 2014/27 Kr sayı ile 5237 sayılı TCK’nun 86/2, 3-e, 62. maddeleri gereğince doğrudan 3000 TL APC ile cezalandırılmasına ilişkin kesin olarak verilen hükme istinaden ilgili mahkemesine ihbarda bulunulduğu görülmüştür.
Kesin olarak verilen kararların olağan yargı yolu içinde temyiz incelenmesine konu edilmesi mümkün değildir. Ancak şartların varlığı halinde kanun yararına bozma suretiyle hukuka aykırılığın giderilmesi mümkündür. Dolayısıyla etkin bir yargısal denetime tabi olmayan kesin hükümlerin hükmün açıklanmasına dayanak alınması mümkün değildir. Bu durum iç hukukumuzun bir parçası olan İnsan Hakları ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Avrupa Sözleşmesinin 6/2. maddesine güvence altına alınan Masumiyet Karinesinin ihlali niteliğindedir.
Bu sebeblerle anılan mahkeme kararının bozulması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun görüşüne muhalifim. 05/04/2017