Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2016/6718 E. 2019/464 K. 15.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/6718
KARAR NO : 2019/464
KARAR TARİHİ : 15.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet

1- Hakkında 2008, 2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek suçunu işlediği iddiası ile kamu davası açılan sanığın savunmalarında; suçlamaları kabul etmediğini, iş yerini 2008 yılında terk ettiğini, söz konusu takvim yıllarında faaliyetine devam etmediğini ve fatura düzenlemediğini beyan etmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından; sanığın düzenlediği faturaları kullanan mükellefler hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin araştırılması, bu firma yetkilileri hakkında sahte fatura kullanmaktan dava açılmış olup olmadığı belirlenip, açıldığının tespiti halinde dava dosyaları getirtilip incelenerek bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi; faturaları kullanan firma yetkililerinin tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının ve sanığı tanıyıp tanımadıklarının sorulması, gerekirse faturalar üzerindeki imza ve yazıların sanığa ait olup olmadığı hususunda bilirkişi raporu aldırılmasından sonra sonucuna göre toplanan tüm deliller değerlendirilip sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hükümler kurulması,
2- Kabule göre de;
a- Her takvim yılı içinde düzenlenen faturaların ayrı suçları oluşturduğu, ancak aynı takvim yılına ait birden fazla fatura düzenlenmesi halinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği dikkate alınarak, 2008, 2009 ve 2010 yıllarında farklı tarihlerde fatura düzenlenip düzenlenmediği araştırılarak düzenlendiğinin

anlaşılması halinde sanık hakkında TCK’nin 43. maddesinin 1. fıkrasının uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
b- 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.01.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.