Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2016/6145 E. 2019/215 K. 09.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/6145
KARAR NO : 2019/215
KARAR TARİHİ : 09.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet

…. İnş. Tur. Tan. Hay. Tar. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin yetkilileri olan sanıklar hakkında ” 2008 takvim yılında sahte fatura kullanma” suçundan verilen mahkûmiyet hükümlerine yönelik sanık … müdafii ve sanık …’nın temyiz taleplerinin incelenmesi:
1- 08.12.2010 tarihli VDENR-2010-1266/17 sayılı vergi suçu raporuna uygun olarak, ….Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2011/4004 E. sayılı 19/02/2011 tarihli ididanamesiyle sanıklar hakkında, “2008 takvim yılında sahte fatura kullanma” suçundan kamu davası açıldığı; ancak … Denetim Grup Müdürlüğü’ nün 7 Şubat 2011 tarihli, B.07.1.GİB.4.07.40.01-007-08682/1807 sayılı belge içeriğinde sanıklar hakkında, Başkanlığın 1 No’lu Rapor Değerlendirme Komisyonunca düzenlendiği belirtilmiş olan 26.01.2011 tarihli 2011-I/15 sayılı mütalaa yazısının ekte olduğu belirtildiği halde, mütalaanın dosya içinde bulunmadığı ve Rapor Değerlendirme Komisyonu mütalaası getirtilip incelenmeden hüküm kurulmuş olduğu anlaşıldığından, öncelikle 213 sayılı VUK’nin 367. maddesi gereğince dava şartı olan Mütalaanın aslı veya onaylı örneğinin getirtilip, dosya içine konularak incelenmesi,
2- Mütalaa bulunduğunun tespiti halinde;

a) UYAP üzerinde yapılan kontrolde, ….10. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2013/246 E. 2013/380 K.sayılı dosyasına göre, …. . İnş….Ltd. Şti. yetkilileri (sanık … ile …) hakkında 2008 ve 2009 yıllarında sahte fatura kullanma suçundan dava açıldığı ve Dairemizce 2016/6133 E. sayısı ile temyiz incelemesi yapılarak hükümlerin bozulduğu anlaşıldığından, sanıkların aynı takvim yılında başka mükelleflerden alarak kullandığı sahte faturalara ilişkin tespitin yeni bir suçu oluşturmayıp, zincirleme suç içinde değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek; söz konusu dosyalar ile varsa aynı şirket ve aynı yıla ilişkin diğer dava dosyalarının da duruşmaya getirtilip incelenmesi, mümkün olması halinde davaların birleştirilmesi, aksi durumda davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dosya arasına alınması,
b) Sanıkların, faturaların gerçek alışverişe dayandığı yönündeki savunmaları doğrultusunda, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi için;
aa) Suçlara konu olan faturaları düzenleyen mükellefler hakkında sahte fatura düzenledikleri yönünde vergi raporlarının dosyada bulunması nedeniyle, bu mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması; dava açılmış ise dosyaların getirtilerek incelenmesi ve bu davayla ilgili belgelerin onaylı örneklerinin çıkartılarak dosya içine konulması,
bb) Faturayı düzenleyen şirketlere ait mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyelerinin, teslim ve tesellüm belgelerinin, bedelinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun ve kanıtlama yeterliliği olan banka hesaplarının ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgelerin; faturaları kullanan mükellefe ait yeterli mal girişi veya üretimi olup olmadığına ilişkin belgelerin getirtilmesi;
cc) Daha sonra, faturaları düzenleyen tüm şirketler ile kullanan şirketin ticari defterleri ve belgeleri üzerinde karşılıklı bilirkişi incelemesi yaptırılması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılıp, zincirleme suç hükümleri de değerlendirilerek sanıkların hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hükümler kurulması,
3- 2008 takvim yılında “sahte fatura kullanma” suçuna konu olan sahte faturaların kurumlar vergisinde indirim konusu edilmeleri nedeniyle “26.04.2009” olan suç tarihinin, gerekçeli karar başlığında hatalı şekilde “2008” olarak gösterilmesi,
4- Kabule göre de, hükümden sonra 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08/10/2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanıkların durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,

Bozmayı gerektirmiş, sanık … müdafii ve sanık …’nın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK’nin 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 09.01.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.