Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2016/5886 E. 2018/10207 K. 11.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/5886
KARAR NO : 2018/10207
KARAR TARİHİ : 11.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet
HÜKÜM : 2008 takvim yılında sanıklar … ve … hakkında beraat,
2009 takvim yılında sanıklar … (…), …, … hakkında mahkumiyet

….Kimyevi Kat. San. Tic.Ltd. Şirketinin ortağı ve müdürleri olan sanıkların 2008 ve 2009 takvim yıllarında sahte faturalar düzenledikleri iddia olunan davada;
A-Sanıklar … ve … (…) hakkında 2008 takvim yılı yönünden kurulan beraat hükümlerine yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde:
25.02.2013 tarihli 2013-A-2155/3 sayılı vergi suçu raporunda; …’ın 12.05.2008-15.05.2009 tarihleri arasında, …’ın 15.05.2009-24.07.2009 tarihleri arasında ve …’un 24.07.2009 tarihinden sonrası için mükellef şirketin müdürü olduğunun belirtilmesi; 08.03.2013 tarihli komisyon mütalaasının da bu doğrultuda olması; “2008 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçuna ilişkin sanıklar … ve … (…) hakkında verilmiş bir mütalaa bulunmadığı dikkate alınarak; öncelikle bu sanıklar hakkında 2008 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan 213 sayılı VUK’nin 367. maddesi gereğince dava şartı olan mütalaanın verilip verilmeyeceği Vergi Dairesi Başkanlığı’ndan sorularak, sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde beraat hükümleri kurulması,
Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin bu sebepten dolayı, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
B-Sanıklar …’ın 2008-2009 yılları; … (…) ve …’ın 2009 yılı yönünden haklarında kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde:
Sanık … (…)’un soruşturmada,” ….isimli bir arkadaşım vardır …kendisi bir iş olduğunu söyleyerek beni notere götürdü orada… isimli şahıs ile karşılaştım noterde evrak imzalattı karşılığında 2.000,00 TL verdi. Daha sonra ne yaptıklarını bilmiyorum.” demesi; sanık …’ın savunmasında; “Ben sözkonusu şirketin turizm faaliyetinde bulunmak için bir kısım hissesini devralmıştım, ancak sadece iki ay hissedarı olarak kaldım, hiçbir faaliyette bulunmadan iki ay sonra devrettim, devraldığım tarihte firmanın ismi farklıydı,… Turizm isimli firmanın bir kısım hisselerini almıştım, soyadımı taşıdığı için şirketi devralmıştım, ancak istediğimiz işi yapamadık ve faaliyette bulunmadan devrettim, benim bulunduğum tarihte faaliyette bulunmadığım için faturada düzenlemedim, eğer benim hissedar olduğum dönemde düzenlenmiş fatura varsa benim iradem dışında diğer hissedarlar tarafından düzenlenmiş olabilir.” demesi; sanık …’ın ise savunmasında;”…şirketi ben kurdum ve ortağı ve temsilcisi olarak bir yıl kadar idare ettim, ticari faaliyetimiz gerçektir, faturalarımız gerçektir, iddiaları kabul etmem, daha sonra hisselerimi devrettim, kime devrettiğimi hatırlamıyorum, benim faaliyet gösterdiğim dönemde ticarete ilişkin banka dekontlarım vardır.” diyerek suçlamaları kabul etmemeleri; vergi tekniği raporunda şirketin 2008 yılında 54 adet fatura karşılığı 1.704.102,00 TL, 2009 yılında da 943 adet fatura karşılığı 25.645.944 TL mal satışının Ba-Bs formları ile bildirildiğinin belirtilmesi karşısında; gerçeğin kuşkudan uzak şekilde belirlenebilmesi için ;
1-Sahte düzenlendiği iddia olunan faturalardan çeşitli firmalara düzenlenenlerden kanaat oluşturacak sayıdaki asıllarının getirtilmesi ve faturaların sanıklar … (…) ve …’a gösterilerek yazı ve imzaların kendilerine ait olup olmadığının sorulması; kendilerine ait olmadığını söylemeleri halinde, yazı ve imza örnekleri temin edilerek faturalardaki yazı ve imzaların bu sanıklara ait olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması,
2-25.02.2013 tarih ve 2012-A-2155/3 sayılı vergi suçu raporuna göre, Kazan Cumhuriyet Başsavcılığının 2009/992 sayılı soruşturma dosyasında, Jandarma Komutanlığı ekiplerince kaçakçılık suçu nedeniyle muhtelif mükelleflerin işyerlerine yapılan operasyonda ele geçirilen belgelerin değerlendirilmesi sonucunda, aralarında… Ltd. Şti’nin de bulunduğu mükelleflerin sahte belge düzenleme ihtimali yönünden incelenmesi gerektiği belirtilip, bunun üzerine sanıkların yetkilisi olduğu şirketin vergi incelemesine tabi tutulduğu anlaşıldığından, Kazan Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen bu soruşturmanın akibeti araştırılıp, dava açıldığının tespiti halinde dava dosyasının getirtilerek incelenmesi; ayrıntılı özetinin tutanağa geçirilmesi ve bu davayı ilgilendiren bilgi ve belgelerin onaylı örneklerinin alınarak dosyaya konulması,
3-Faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden, mal ve para akışını gösteren taşıma, sevk irsaliyeleri, teslim-tesellüm belgeleri, bedellerinin ödendiğine ve şirket hesabına girdiğine dair ticari teamüle uygun kanıtlama yeteneğini haiz, banka hesapları ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgeler olup olmadığı araştırılması; müzekkereye cevaben Akbank ve Garanti Bankası şubelerinden gönderilen dekontların şirket kayıtlarına ve fatura bedellerine uygun olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması;
4-Gerektiğinde faturaları kullanan mükelleflerin, CMK’nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, sanıkları tanıyıp tanımadıklarının ve faturaların alınması konusunda sanıkların iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanıkların hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde mahkûmiyet hükümleri kurulması,
5-Kabule göre de; hükümden sonra 24/11/2015 tarihli 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08/10/2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanıkların durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … müdafiinin ve sanıklar … (…) ile …’ın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA,11.12.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.