Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2016/5884 E. 2018/10146 K. 11.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/5884
KARAR NO : 2018/10146
KARAR TARİHİ : 11.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenleme, defter ve belgeleri gizleme
HÜKÜM : Mahkumiyet

Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 19.12.2012 tarih, 2012/9823 sayılı iddianamesi ile sanıklar hakkında 2010, 2011 ve 2012 takvim yıllarında sahte fatura kullanma suçundan da dava açılmış olmasına rağmen bu hususta bir karar verilmediği anlaşılmakla, sahte fatura kullanma suçu yönünden mahallinde karar verilmesi mümkün görülmüştür.
I. Sanık … hakkında defter ve belgeleri gizleme ve sahte fatura düzenleme suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik sanığın temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanık …’in 07.01.2011-27.07.2011 tarihleri arasında ceza evinde bulunduğunun, mükellef şirket adına 2010 takvim yılında da sahte fatura düzenlediğinin anlaşılması karşısında, sanığın ceza evinde bulunduğu süre içerisinde şirketin idaresi için diğer sanık …’a vekalet verip vermediğinin sübuta etkili olmadığı anlaşıldığından tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir.
Sahte fatura düzenleme suçlarında her takvim yılında işlenen suçların birbirinden ayrı ve bağımsız suçları oluşturduğu, ancak aynı takvim yılı içerisinde farklı zamanlarda düzenlenen sahte fatura eylemlerinin bir bütün halinde zincirleme sahte fatura düzenleme suçunu oluşturacağı gözetilerek, 2010, 2011 ve 2012 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçunu işlediği iddia edilen sanık hakkında her takvim yıl için ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken tek hüküm kurulması suretiyle eksik ceza tayini isabetsizliği aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamış, 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamada toplanan deliller karar yerinde incelenip yüklenen suçların sübutu kabul, soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, cezayı artırıcı ve azaltıcı sebebin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde eleştiri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
II. Sanık … hakkında sahte fatura düzenleme suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz itirazlarının incelenmesinde;
1-…. Taş. İnş. Tic. Ltd. Şirketinin ortağı olan sanık hakkında 2010, 2011 ve 2012 takvim yıllarında sahte fatura düzenlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; sanığın, diğer sanık …’in yanında çaycı olarak çalıştığını, şirket kuracağını ve kendisini de ortak edeceğini söylemesi üzerine notere gidip gösterilen yerlere imza attığını, şirket adına düzenlenen faturalarla ilgisinin olmadığını savunması, …. Noterliği’nin 07.09.2011 tarih, …yevmiye sayılı hisse devir senedi ile şirketteki hisselerini dava dışı ….’e devrettiğinin anlaşılması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek bir biçimde belirlenebilmesi bakımından, suça konu faturalardan her takvim yılı için kanaat oluşturacak kadar asılları veya onaylı suretlerinin araştırılıp getirtilmesi, sanığın ortağı olduğu şirketten mal alındığına dair Ba formu ile bildirimde bulunan yani suça konu faturaları kullanan mükellef veya şirketler hakkında sahte fatura kullanma suçundan karşıt inceleme raporları düzenlenip düzenlenmediği araştırılarak, ilgili şirket yetkilileri veya mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığı sorulup, açıldığının tespiti halinde söz konusu dava dosyaları getirtilip incelenerek bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi, sanığın temyiz dilekçesinde belirttiği… isimli kişinin açık kimlik bilgisi ile adresi tespit edilerek CMK’nın 48. maddesine göre kendisi aleyhine tanıklıktan çekinme hakkı hatırlatılmak suretiyle tanık sıfatıyla dinlenmesi ve suça konu faturalar gösterilerek faturalardaki yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması, sanık … ile diğer sanık … ve … isimli kişinin yazı ve imza örnekleri temin edilerek, suça konu faturalardaki yazı ve imzaların aidiyeti yönünden uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması, sanığın ve şirketin banka hesapları ile ticaret odası kayıtları araştırılıp şirket adına kimin iş ve işlemlerde bulunduğunun belirlenmesi, sanığın ortak sıfatıyla şirketten bir maaş ya da pay alıp almadığının, şirketin banka hesaplarındaki paraların kimler tarafından çekildiğinin, diğer sanık …’in, ceza evinde bulunduğu 07.01.2011-27.07.2011 tarihleri arasında şirket işlerini yürütülebilmesi için sanık …’a vekaletnane verip vermediğinin araştırılması, suça konu faturaları kullanan şirket yetkililerinin faturaları kimden, hangi ticari ilişkiye dayanarak aldıkları, sanığı ve … isimli kişiyi tanıyıp tanımadıkları konusunda beyanları da alınarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Kabule göre de;
a- Sahte fatura düzenleme suçlarında her takvim yılında işlenen suçların birbirinden ayrı ve bağımsız suçları oluşturduğu, ancak aynı takvim yılı içerisinde farklı zamanlarda düzenlenen sahte fatura eylemlerinin bir bütün halinde zincirleme sahte fatura düzenleme suçunu oluşturacağı gözetilmeden, sanığın, 2010, 2011 ve 2012 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemekten ibaret eyleminin zincirleme şekilde işlenmiş tek suçu oluşturacağı kabul edilmek suretiyle eksik ceza tayini,
b-06.09.2012 tarih, 2012/A-1115/91 sayılı vergi tekniği raporunda, incelemenin 20120 ve 2011 takvim yıllarına ilişkin olduğu, temmuz 2011 tarihinden sonraki kdv beyannamelerinin verilmediğinin, sanığın şirket hisselerini devrettiği 07.09.2011 tarihinden sonra şirketin sahte belge düzenlediğine dair tespit bulunmadığının belirtilmesine rağmen, gerekçe kısmında sanığın 2012 takvim yılında sahte fatura düzenlediğinin kabul edilmesi,
c-5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, aleyhe temyiz bulunmadığından sonuç ceza miktarı bakımından sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 11.12.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.