Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2016/5782 E. 2018/10090 K. 10.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/5782
KARAR NO : 2018/10090
KARAR TARİHİ : 10.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet

Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığının 14.11.2012 tarihli ve 2012/7476 Esas sayılı iddianamesi ile sanık hakkında vergi suçu raporu ve mütalaaya uygun olarak “2008 takvim yılında sahte fatura düzenleme ve sahte fatura kullanma” suçlarından kamu davası açıldığı, sahte fatura düzenleme ve sahte fatura kullanma suçlarının birbirinden ayrı ve bağımsız suçlar olduğu, Mahkeme tarafından yalnızca “2008 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçuna ilişkin olarak hüküm kurulduğu anlaşıldığından; “2008 takvim yılında sahte fatura kullanma” suçu yönünden ayrıca hüküm verilmesi mümkün görülmüştür.
Katılan vekilinin temyiz talebinin, sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmü nedeniyle avukatlık ücreti tayin edilmesi gerektiğine yönelik olduğu kabul edilerek inceleme yapılmıştır.
Sanığın, 2008 takvim yılında farklı tarihlerde birden fazla sahte fatura düzenlemesine karşın, sanık hakkında TCK‘nin 43. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanmaması, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni sayılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafii ve katılan vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1)Sanığın mahkûmiyetine karar verildiği halde kendisini vekil ile temsil ettiren katılan lehine, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu vekalet ücretine hükmolunmaması,
2)5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı uyarınca uygulanmasında zorunluluk bulunması,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA; ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususların aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, sanık hakkında kurulan hüküm fıkrasına “katılanın kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir edilen 1320 TL vekalet ücretinin sanıktan alınıp katılana verilmesine” ibaresinin eklenmesi; TCK’nin 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümün hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerine ”Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli iptal kararından sonra oluşan duruma göre, sanık hakkında TCK’nin 53. maddesinin 1. ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına” ibaresinin yazılması suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 10.12.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.