Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2016/5614 E. 2018/10136 K. 11.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/5614
KARAR NO : 2018/10136
KARAR TARİHİ : 11.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet

1- …Elektrik İnş. Petrol Ür. Nak. Taah. San. Tic. Ltd. Şirketinin müdürü olan sanık … ile ortağı olan sanık … hakkında 2008, 2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenledikleri iddiasıyla açılan kamu davasında; sanıkların, … tarafından şirket kuracağım, size iş vereceğim diyerek kandırıldıklarını savunmaları, 30.09.2010 tarih, VDENR-2010-1487/47 sayılı vergi tekniği raporunda, sanıkların Ba formu ile alım yaptıklarını bildirdikleri şirketlerin yetkilisinin, sahte fatura organizasyonu içerisinde yer aldığına dair hakkında rapor hazırlanan …’a ait olduğunun belirtilmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek bir biçimde belirlenebilmesi bakımından, suça konu fatura asıl veya onaylı örneklerinden her takvim yılı için kanaat oluşturacak sayıda temin edilip dosya arasına konulması, suça konu faturaları kullanan mükellef veya şirketler hakkında sahte fatura kullanma suçundan karşıt inceleme raporları düzenlenip düzenlenmediği araştırılarak, ilgili şirket yetkilileri veya mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığı sorulup, açıldığının tespiti halinde dava dosyaları getirtilip incelenerek bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi, sanıkların savunmalarında geçen …’ın, CMK’nin 48. maddesine göre kendisi aleyhine tanıklıktan çekinme hakları hatırlatılmak suretiyle tanık sıfatıyla dinlenmesi, suça konu faturalar gösterilerek faturalardaki yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması, sanıklar ile …’ın, yazı ve imza örnekleri temin edilerek, suça konu faturalardaki yazı ve imzaların aidiyeti yönünden uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması, suça konu faturaları kullanan şirket yetkilileri veya mükellefler tanık olarak dinlenilerek faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, sanıkları tanıyıp tanımadıklarının sorulması, sonucuna göre tüm deliller birlikte değerlendirilerek sanıkların hukuki durumlarının belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,
2-Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nin 53/3 maddesi gereği, sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilinceye kadar, diğer kişiler üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 11.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.