Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2016/5554 E. 2018/10129 K. 10.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/5554
KARAR NO : 2018/10129
KARAR TARİHİ : 10.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet

Sanık hakkında 2006, 2007, 2008, 2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçlarından verilen mahkûmiyet hükmüne yönelik katılan vekilinin ve sanığın temyiz taleplerinin incelenmesi:
Sanığın, fatura kestiğini ancak 2007 yılından sonra battığını her şeyini kaybettiğini, her şeyin karman çorban olduğunu bu nedenle ne yaptığını bilmediğini savunması nedeniyle, suçların unsurlarının ve maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti ve faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi için;
1- Suça konu faturaların asıllarının, bu faturaları kullanan mükelleflerden veya bu mükelleflerin ve sanığın bağlı bulunduğu vergi dairesinden sorulmak suretiyle, getirtilip dosya içine konulması,
2- Faturaların sanığa gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması, faturalardaki yazı ve imzaların kendisine ait olmadığını söylediği takdirde; yazı ve imza örnekleri temin edilerek, faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ait olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması,
3- Faturaları kullandığı belirlenen mükellefler hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin ilgili vergi dairesinden sorularak, düzenlenmiş ise onaylı örneklerinin getirtilmesi,
4- Aynı mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması; dava açılmış ise, dosyalarının getirtilerek incelenmesi ve bu davayla ilgili belgelerin onaylı örneklerinin çıkartılarak dosya içine konulması,
5- Faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin, CMK’nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak, tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının sorulması,
6- Faturayı düzenleyen iş yerine ait mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyelerinin, teslim ve tesellüm belgelerinin, bedelinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun ve kanıtlama yeterliliği olan banka hesaplarının ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgelerin; faturaları kullananlara ait yeterli mal girişi veya üretimi olup olmadığına ilişkin belgelerin getirtilmesi,
7- Daha sonra, faturaları düzenleyen iş yeri ile kullanan şirket ve kişilerin ticari defterleri ve belgeleri üzerinde karşılıklı bilirkişi incelemesi yaptırılması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
8- Kabule göre de;
a) Her takvim yılında işlenen sahte fatura düzenleme fiillerinin birbirinden bağımsız ve ayrı suçları oluşturduğu, ancak aynı takvim yılında birden fazla fatura düzenlenmesi halinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği, sahte fatura düzenleme suçunda suç tarihinin her takvim yılı için son faturanın düzenlendiği tarih olduğu gözetilmeden, sahte fatura düzenleme fiillerinin tek suç olduğunun kabulü ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
b) 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararı ile birlikte değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin ve sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 10.12.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.