Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2016/5542 E. 2018/10365 K. 13.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/5542
KARAR NO : 2018/10365
KARAR TARİHİ : 13.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 213 sayılı Vergi Usul Kanununa aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

1-Sanık hakkında 2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura kullanmak suçlarını işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; sanığın savunmalarında yaklaşık 2 yıl kadar önce kendisini Almanyaya işçi olarak götüreceğini söyleyen şebekeye imza ve vekalet verdiğini, vekaletnamede ne yazdığını okumadan imzaladığını, kendisini kandıranların kim olduğunu bilmediğini, adına şirket kurduklarını, sahte belge kullanmadığını beyan etmesi, dosyada sanığın şirketi tarafından adına fatura düzenlenen …. vergi kimlik numaralı mükellef … İnşaat Tic. Ltd. Şti yetkilisinin 16.07.2010 tarihli karşıt inceleme tutanağında faturaları ve faturalara konu malları…isminde bir kişiden aldıklarını belirtmesi karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından öncelikle; suça konu faturaları düzenleyen kişi/şirket yetkilileri dinlenerek sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kime verdikleri ve sanığı tanıyıp tanımadıklarının sorulması ve gerekirse yüzleştirme yapılması, ilgili vergi dairesinden kanaat oluşturacak sayıda suça konu fatura asıllarının temin edilmesi ile sanığın imza ve yazı örneklerinin alınarak bu faturalar üzerindeki imza ve yazıların sanığa ait olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasından sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Sanık hakkında “2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura kullanmak” suçlarından kamu davası açıldığı, her takvim yılı içinde kullanılan faturaların ayrı suçları oluşturduğu gözetilmeksizin ve hangi takvim yılından hüküm kurulduğu da belirtilmeksizin yazılı şekilde tek mahkumiyet hükmü kurulması,
3-Sanığın gözaltında geçirdiği sürenin 5237 sayılı TCK’nin 63. maddesi uyarınca cezasından mahsubuna karar verilmemesi,
4-5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Yasaya aykırı, sanığın ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13.12.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.