Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2016/5452 E. 2018/10011 K. 06.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/5452
KARAR NO : 2018/10011
KARAR TARİHİ : 06.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa Muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet

I- Sanık hakkında defter ve belgeleri ibraz etmemek suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz itirazlarının incelenmesinde:
5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, cezayı artırıcı sebebin bulunmadığı, azaltıcı sebebin ise nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş ve incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,
II- Sanık hakkında 2008, 2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik sanığın temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
1-Sanığın 2008, 2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenlediği iddiasıyla cezalandırılması istemi ile açılan kamu davasının yargılaması sonucunda, sanık hakkında her takvim yılı için mahkumiyet kararları verilmiş ise de, sanığın savunmasında suçlamayı kabul etmemesi, şirketin kendisine ait olmadığını, …’da çalışırken ….isimli şahısla tanıştığını, bu şahsın ”adına şirket kuralım, sigortalı olursun, çocuklarının hayatı kurtulur” diyerek kendisini notere götürdüğünü, evraklar imzalattırdığını, daha sonra bu kişiyi görmediğini, 2008 ve 2010 yılları arasında … E Tipi Kapalı Cezaevi ile Altınözü K Tipi Cezaevinde yattığını ifade etmesi, 17.07.2009 tarihli yoklama fişini şirket vekili sıfatıyla dosyada mevcut bilgilere göre şirketle resmiyette herhangi bir bağı olmayan… isimli şahsın imzalaması karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi bakımından, öncelikle sanığın 2008 ve 2010 yılları arasında cezavinde olup olmadığının araştırılması, sonucuna göre sanığın savunmasında belirttiği ….isimli şahıs ile yoklama fişinde imzası bulunan… isimli şahsın kimlik bilgileri tespit edilerek ifadelerine başvurulması, suça konu faturaları kullanan mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığı araştırılarak açıldığının anlaşılması halinde dosyalarının getirtilip incelenmesi, ilgili belgelerin onaylı örneklerinin dosyaya intikal ettirilmesi, özellikle mükellef şirketten yüksek miktarda mal aldığını beyan eden mükelleflerin yetkilileri CMK’nin 48. maddesi hatırlatılarak dinlenip, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıkları, sanığı ve adı geçen diğer kişileri tanıyıp tanımadıklarının sorulması ve kanaat oluşturacak sayıda fatura temin edilerek üzerlerinde yer alan imza ve yazıların sanığa aidiyeti hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasından sonra, toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirilerek sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeksizin eksik araştırma ile yazılı şekilde hükümler kurulması,
2-Kabul ve uygulamaya göre de;
5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 06.12.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.