Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2016/5088 E. 2018/9252 K. 20.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/5088
KARAR NO : 2018/9252
KARAR TARİHİ : 20.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte belge düzenlemek, defter belge ibraz etmemek
HÜKÜM : Mahkumiyet

Sanık hakkında 2006 ve 2007 takvim yıllarında sahte belge düzenlemek ve defter belge ibraz etmemek suçlarından açılan kamu davasında;
I- Sanığın savunmalarında 2005 yılı sonunda iş yerini kapattığını, 2006 ve 2007 yıllarında şirketin herhangi bir ticari faaliyetinin olmadığını, şirket kapanınca elinde bulunan defter ve belgelerini muhasebecisi …’a vergi dairesine teslim etmesi için verdiğini, sahte fatura düzenlemediğini, suçlamaları kabul etmediğini beyan etmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından, sahte olduğu iddia edilen faturaları kullanan mükelleflerin tanık sıfatıyla beyanlarının alınması ile faturaları hangi ticari ilişki karşılığında kimden aldıklarının ve sanığı tanıyıp tanımadıklarının sorulması, sanığın muhasebecisi olan … isimli kişinin tanık beyanına başvurulması, faturaları üzerindeki imza ve yazıların sanığa ait olup olmadığı hususunda bilirkişi raporu aldırılması ve toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Sanık hakkında defter ve belge ibraz etmemek suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; dosyada mevcut 30.11.2011 tarih, VDENR-20011-2793/17 sayılı Vergi İnceleme Raporunda defter ve belgelerin ibrazına ilişkin 11.10.2011 tarih ve VDENY-2011-2793/30 sayılı yazının sanığa 20.10.2011 tarihinde tebliğ edildiğinin belirtildiği ancak bu defter belge isteme yazısının dosya arasında bulunmadığının anlaşılması karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından; dosya kapsamından varlığı anlaşılan ancak dosya arasında bulunmayan defter ve belgelerin ibrazına ilişkin 11.10.2011 tarih ve VDENY-2011-2793/30 sayılı yazının aslı ya da onaylı suretinin ilgili vergi dairesinden getirtilerek dosya arasına konulması, söz konusu yazıda hangi belgelerin hangi amaçla istendiğinin tespit edilmesinden sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
3- Kabule göre de;
a- Aynı takvim yılı içinde birden fazla sahte fatura düzenleme eyleminin zincirleme suç oluşturduğunun ve sanık hakkında TCK’nin 43. maddesi hükmünün uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi ile eksik ceza tayini,
b- Sanığın adli sicil kaydında yer alan ve tekerrüre esas alınan İzmir 20. Asliye Ceza Mahkemesinin 2007/357-2008/893 esas ve karar sayılı ilamının suç tarihinden sonra 04.03.2009 tarihinde kesinleştiği ve 2006- 2007 yıllarında sahte fatura düzenlemek suçlarından kurulan hükümlerde tekerrüre esas alınamayacağının gözetilmemesi,
c- 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakların saklı tutulmasına, 20.11.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.