YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/5011
KARAR NO : 2017/2752
KARAR TARİHİ : 12.04.2017
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa Muhalefet
HÜKÜM : Sanık … hakkında düşme Sanık … hakkında mahkumiyet
A) Sanık … hakkında kurulan hükme yönelik olarak yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde ;
Dosyada mevcut nüfus kayıt örneğinden 10.02.2007 tarihinde vefat ettiği anlaşılan sanık … hakkındaki kamu davasının 5237 sayılı TCK’nın 64. maddesi uyarınca düşürülmesi gerektiği gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,
B ) Sanık … hakkında kurulan hükme yönelik olarak yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde ;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak:
1) Sahte fatura düzenleme suçunda suçun maddi konusunun fatura olması, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ”Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanunun Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır” şeklindeki düzenlemeye göre de faturaların Vergi Usul Kanununun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi karşısında, dosya içine faturaların konulmadığı görülmekle; suça konu yıllara ait fatura ayrıntılarının vergi dairesinden sorularak her takvim yılı için kanaat oluşturacak sayıda fatura aslı ya da onaylı suretinin temin edilip dosya arasına konulmasından sonra, yasada öngörülen zorunlu bilgileri içerip içermediği incelenerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi,
2) Kabule göre de; sahte fatura düzenleme suçlarında her takvim yılında işlenen suçların birbirinden ayrı ve bağımsız suçları oluşturduğu, suç tarihinin de son faturanın düzenlendiği tarihe göre belirleneceği cihetle; somut olayda sanık hakkında, “2003-2004-2005-2006 ve 2007 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme” suçlarından kamu davası açıldığı, her takvim yılındaki eylemlerin ayrı ayrı suçları oluşturduğu ve her bir takvim yılı içinde birden fazla düzenlenen faturanın varlığı halinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden, hangi yıla ilişkin olarak hüküm kurulduğu da belirtilmeksizin yazılı şekilde tek hüküm kurulması, yasaya aykırı,
3- 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12.04.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.