Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2016/4865 E. 2018/9202 K. 19.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/4865
KARAR NO : 2018/9202
KARAR TARİHİ : 19.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa Aykırı Davranmak
HÜKÜM : Mahkumiyet

… İnşaat Tarım ve Hayv.Pet.Ür.tah.Değ.Mad.Gıd.San.Tic.Ltd.Şti.’nin yetkilisi olan sanık hakkında 2008 ve 2009 takvim yıllarında sahte gider pusulaları ve sahte faturalar düzenlediği iddiasıyla açılan kamu davasında;
A)2009 takvim yılı yönünden;
Karabük Cumhuriyet Başsavcılığının 07.07.2011 tarih ve 2011/903 Esas sayılı iddianamesi ile sanık hakkında “2008 ve 2009 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme” suçlarından kamu davası açılmış ise de; 05.09.2010 tarihli VDENR-2010-1069/116 sayılı vergi suçu raporunda, sanığın eylemini, şirket yetkilisi olduğu dönemi kapsayacak şekilde, 30.06.2008-30.10.2008 tarihleri arasında gerçekleştirdiğinin belirtildiği; 23.09.2010 tarih ve 2276 sayılı defterdarlık mütalaasının da bu doğrultuda olduğu; sanık hakkında “2009 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçuna ilişkin verilmiş bir mütalaa bulunmadığı dikkate alınarak; öncelikle, 2009 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan 213 sayılı VUK’nin 367. maddesi gereğince dava şartı olan mütalaanın verilip verilmeyeceği Vergi Dairesi Başkanlığından sorularak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
B)2008 takvim yılı yönünden;
Sanığın sorgusunda, işyerinin resmi olarak üzerine kayıtlı olmasına rağmen bütün işlerle eşi olan…’ın ilgilendiğini, kendisinin yalnızca kağıt üzerinde ortak olduğunu, eşine vekaletname verdiğini, düzenlenen faturalarla ilgisinin bulunmadığını savunması; 30.10.2008 tarihinden sonra şirket yetkilisinin… olduğunun anlaşılması karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti için;
1-Sanık tarafından eşine verilmiş herhangi bir vekaletname bulunup bulunmadığının araştırılması, bulunması halinde aslı veya onaylı örneğinin getirtilerek incelenmesi,
2-Suça konu faturalar ile gider pusulalarının temin edilip sanığa gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması, kendisine ait olmadığını,…’a ait olduğunu söylemesi halinde; bu kişinin CMK’nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenilmesi ve faturalar ile gider pusulaları gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması,
3-Sadık Yurtal da faturalardaki yazı ve imzaların kendisine ait olmadığını söylediği takdirde; yazı ve imza örnekleri temin edilerek, faturalar ile gider pusulalarındaki yazı ve imzaların sanığa veya eşine ait olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması,
4-Faturalardaki yazı ve imzaların,…’a ait olduğunun belirlenmesi halinde, bu kişi hakkında suç duyurusunda bulunulması ve dava açıldığı taktirde bu dava ile birleştirilmesi,
5-Kredi kartları ile işlem yapan kişilerin tanık sıfatıyla dinlenmesi; işlem sırasında kiminle muhatap olduklarının, sanığı tanıyıp tanımadıklarının sorulması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
6-Her iki suç yönünden kabule göre de;
a)Sanık hakkında sahte fatura düzenleme suçundan 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 359/b ve TCK’nin 43/1. maddesi uyarınca dava açılarak cezalandırılması talep edildiği halde, sanığa ek savunma hakkı tanınmadan Vergi Usul Kanunu’nun 359/b maddesinin 2 kez uygulanması suretiyle CMK’nin 226. maddesine muhalefet edilmesi,
b)Hükümden sonra 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08/10/2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin, katılan vekilinin ve Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 19.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.