Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2016/4674 E. 2018/1394 K. 19.02.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/4674
KARAR NO : 2018/1394
KARAR TARİHİ : 19.02.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura kullanmak
HÜKÜM : Mahkumiyet

Sanık hakkında Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 06/01/2012 tarih ve 2012/177 Esas sayılı iddianamesiyle vergi suçu raporu ve mütalaaya uygun olarak sahte fatura kullanmak suçundan kamu davası açıldığının anlaşılması üzerine tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
Katılan vekilinin 31.01.2013 tarihli dilekçesi ile temyizden feragat ettiği anlaşılmakla, sanığın temyiz talebine hasren yapılan incelemede:
1-2006 takvim yılında sahte fatura kullanmak suçunu işlediği iddia edilen sanığın savunmasında ‘‘kullandıkları faturaların sahte olduğunu bilmediğini, suç konusu faturaların aldıkları mallara ilişkin olduğunu beyan etmesi’’ karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi bakımından, sanığın kullanmış olduğu faturaları düzenleyen şirket yetkilileri hakkında sahte fatura düzenlemekten dava açılmış olup olmadığının araştırılması, açıldığının tespiti halinde dava dosyaları getirtilip incelenerek bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi; faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim tesellüm belgeleri, bedellerinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun kanıtlama yeteneği olan geçerli ödeme belgeleri ve satıcının kasasına ya da banka hesabına girip girmediğinin tespiti ile faturaları düzenleyen mükellefin yeterli üretimi, mal girişi ya da stoğu olup olmadığı da araştırılıp, karşılaştırmalı bilirkişi incelemesi yaptırılması, toplanan tüm deliller değerlendirilip sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabule göre de;
a) Suç tarihine göre, lehe yasa değerlendirmesi yapılmaması ve suç tarihinde yürürlükte bulunan 213 sayılı Yasanın 359/b-1 maddesinde öngörülen 18 aydan 3 yıla kadar hapis cezasından teşdiden üst sınırdan mı, yoksa 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanunun 276. maddesi ile değişik 213 sayılı Yasanın 359/b-1 maddesinde öngörülen 3 yıldan 5 yıla kadar olan hapis cezasından dolayı alt sınırdan mı ceza verildiğinin anlaşılamaması nedeniyle denetimden yoksun hüküm kurulması,
b) Aynı takvim yılı içinde birden fazla sahte fatura kullanma eyleminin zincirleme suç oluşturduğunun ve sanık hakkında TCK’nın 43. maddesi hükmünün uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
c) Faturaların KDV indiriminde kullanılmış olmaları nedeniyle, “21.04.2006” olan suç tarihinin, gerekçeli karar başlığında “2006” şeklinde yanlış yazılması,
d) 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 19.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.