Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2016/4549 E. 2018/976 K. 07.02.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/4549
KARAR NO : 2018/976
KARAR TARİHİ : 07.02.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa Muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet

1- Sanığın, …Gıda isimli şirketten, gerçek bir alışverişe dayanmayan 2006 yılı için 12 adet, 2007 yılı için 23 adet sahte faturayı alarak kayıtlarına işlediği ve bilerek kullandığının iddia ve kabul olunan davada; suçun maddi konusunun fatura olması, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ”Bu Kanun’a göre kullanılan veya bu Kanun’un Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır” şeklindeki düzenlemeye göre de faturaların Vergi Usul Kanunu’nun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi, dosyada faturaların bulunmadığının anlaşılması karşısında; suça konu faturaların asılları veya onaylı suretleri dosya içerisine konulup incelenerek, kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabule göre de;
a) Davaya konu faturaların 2006 ve 2007 takvim yılı için, KDV indiriminde kullanıldığının anlaşılması ve beyannamenin verileceği son günün, 3067 sayılı KDV Kanunu’ nun 41.maddesi uyarınca 1.1.2004 – 4.4.2007 arasında vergilendirme dönemini takibeden ertesi ayın 21’i, 4.4.2007 ‘den itibaren de ertesi ayın 25’ i olduğu cihetle; suç tarihi olan 2006 yılı için, 21.01.2007 ve 2007 yılı için ise, 25.11.2007 yerine, gerekçeli karar başlığında hatalı şekilde son fatura tarihleri olan “ 26.12.2006 – 16.10.2007 “ yazılmış olması,
b) Sanık müdafiinin 16.10.2012 tarihli oturumda müvekkili hakkında lehe olan hükümlerin uygulanması talebinde bulunması ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesinin 9. fıkrasında “Altıncı fıkranın (c) bendinde belirtilen koşulu derhal yerine getirmediği takdirde; sanık hakkında mağdura veya kamuya verdiği zararı denetim süresince aylık taksitler halinde ödemek suretiyle tamamen giderilmesi koşuluyla da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir” hükmü karşısında; katılan kurumdan, zararın giderilip giderilmediğinin sorulması ve hukuksal durumunun belirtilen yasal ölçütlere göre değerlendirilmesi yerine, sabıkası bulunmayan ve hakkında TCK’nın 62. maddesi uyarınca takdiri indirim uygulanan sanık hakkında, “kamu zararını gidermediği” biçiminde yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeksizin TCK 51. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
c) 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’ nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 07.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.