Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2016/1832 E. 2018/9059 K. 13.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/1832
KARAR NO : 2018/9059
KARAR TARİHİ : 13.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet

A) Sanık … hakkında 2009 takvim yılında sahte fatura kullanma suçundan verilen mahkûmiyet hükmüne ilişkin sanık ve müdafinin temyiz itirazlarının incelenmesi:
Aynı takvim yılında birden fazla sahte fatura kullanıldığı kabul edilen somut olayda, TCK’nin 43/1. maddesindeki zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni sayılmamış; son fatura tarihinin 19/09/2009 olması ve vergi inceleme ve vergi suçu raporunda faturaların KDV indiriminde kullanıldığının belirtilmesi karşısında, suç tarihinin 21.10.2009 yerine gerekçeli karar başlığında “2009” olarak eksik yazılmasının mahkemece düzeltilmesi ve 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Toplanan deliller gerekçeli kararda gösterilip tartışılarak, sanığın suçunun sübutu kabul, oluşa uygun şekilde vasfı tayin kılınmış, cezayı azaltıcı sebebin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık ve müdafinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
B) Sanık … hakkında 2009 takvim yılında sahte fatura kullanma suçundan verilen mahkûmiyet hükmüne ilişkin sanık ve müdafinin temyiz itirazlarının incelenmesi:
Osmaniye Ticaret Sicil Müdürlüğünün 06/10/2011 tarihli cevap yazısına göre, sanık …’nın 15/03/2010 tarihli karar ile münferit veya müşterek imza ile şirketi temsile yetkili olduğunun tespit edilmesi; suça konu faturaların son olarak yevmiye defterine 20/09/2009 tarihinde kaydedilmesi; sanığın 02/11/2011 tarihli ek savunmasında, şirket işleri ile fazla ilgili olmadığını, şirket işlerini ağırlıklı olarak abisi olan diğer sanığın takip ettiğini savunması; şirketin yönetim kurulu başkanı ve sanığın babası olan …’nun 01/03/2011 tarihli ifadesinde, şirketin muhasebe ve yazı işlerini sanık …’nın yürüttüğünü beyan etmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından; suç tarihinde sanığın şirketteki faaliyeti, şirketi idare edip etmediği, şirketi temsile yetkili olup olmadığı araştırılıp, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Kabule göre;
a) Son fatura tarihinin 19/09/2009 olması ve vergi inceleme ve vergi suçu raporunda faturaların KDV indiriminde kullanıldığının belirtilmesi karşısında, suç tarihinin 21.10.2009 yerine gerekçeli karar başlığında “2009” olarak eksik yazılması,
b) Aynı takvim yılında birden fazla sahte fatura kullandığı kabul edilen sanık hakkında TCK’nin 43/1. maddesindeki zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
c) 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, aleyhe temyiz olmadığından ceza miktarı itibarıyla sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 13/11/2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.