Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2016/1817 E. 2018/9047 K. 13.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/1817
KARAR NO : 2018/9047
KARAR TARİHİ : 13.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet

A)Sanık … hakkında 2008 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan verilen mahkûmiyet hükmüne ilişkin sanığın temyiz itirazının incelenmesi:
Sanığın UYAP aracılığı ile MERNİS üzerinden temin edilen nüfus kaydında, hükümden sonra 18.09.2011 tarihinde öldüğü belirtildiğinden, bu durumun kesin olarak tespiti halinde 5237 sayılı TCK’nin 64. maddesi uyarınca kamu davasının düşürülmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
B)Sanık … hakkında 2008 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan verilen mahkûmiyet hükmüne ilişkin sanık müdafiinin temyiz itirazının incelenmesi:
Sanığın, belirtilen şirketin 2008 yılı içerisinde 3-4 ay müdürlüğünü yaptığını, aynı zamanda ortağı olduğunu, şirketin diğer ortağının … olduğunu, hastalandığı dönemde Antalya’ya gittiğini, bu sırada evde bulunan 5 adet boş fatura koçanlarını … ve …’ın evinden kendisinden habersiz aldıklarını, bu faturaları … ve …’ın yazıhanelerinde bulduğunu, hırsızlık suçundan şikayetçi olduğunu, ancak savcılık tarafından kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, suça konu faturaları kendisinin düzenlemediğini savunması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması bakımından;
1-Öncelikle faturaları kullandığı tespit edilen şirketlerden mükellef şirket tarafından düzenlenen fatura asılları ya da onaylı örnekleri temin edilip faturaların sanığa gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması, kendisine ait olmadığını söylemesi halinde; sanığın savunmasında adları geçen … ve …’in, CMK’nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak, tanık sıfatıyla dinlenmeleri ve faturalar kendilerine gösterilerek faturalardaki yazı ve imzaların kendilerine ait olup olmadığının sorulması,
2-… ve … de faturalardaki yazı ve imzaların kendilerine ait olmadığını söyledikleri takdirde; yazı ve imza örnekleri temin edilerek, faturalardaki yazı ve imzaların sanığa veya … ve …’e ait olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması,
3-Faturalardaki yazı ve imzaların, … ve …’e ait olduğunun belirlenmesi halinde, bu kişi veya kişiler hakkında suç duyurusunda bulunulması ve dava açıldığı takdirde bu dava ile birleştirilmesi,
4-Faturalara ulaşılamazsa ya da faturalardaki yazı ve imzaların sanığa, … ve …’e ait olmadığının anlaşılması halinde ise; faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin, CMK’nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak, tanık sıfatıyla dinlenmeleri; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, sanığı veya … ve …’i tanıyıp tanımadıklarının ve faturaların alınması konusunda sanığın bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,
5-Sanığın savunmasında geçen soruşturma dosyasının getirtilip incelenmesi, sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
6-Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 13/11/2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.