Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2016/1812 E. 2017/7162 K. 26.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/1812
KARAR NO : 2017/7162
KARAR TARİHİ : 26.10.2017

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa Muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet

1- Hakkında 2006 takvim yılında sahte fatura düzenlediği iddiası ile kamu davası açılan sanığın, suçlamayı kabul etmeyerek faturalarının muhasebecisi … tarafından izinsiz kullanıldığını savunması, yapılan incelemede, 2005/Nisan ayına kadar beyannamelerin sanık tarafından verildiği, bu tarihten sonra muhasebeci … tarafından verildiğinin anlaşılması, muhasebeci …’ın vergi denetmenine verdiği ifadesinde, … isimli şahsın belgesiz muhasebecilik yaptığını, ortak olmak istediğini, kendisinin de sağlık sorunları nedeniyle işlerle ilgilenemediğinden kabul ettiğini, bu kişiye şifresini verdiğini, beyannamelerin ….tarafından şifresi kullanılarak verildiğini beyan etmesi ve … ve … hakkında sahte fatura düzenlemek suçundan kamu davası açıldığının anlaşılması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından, öncelikle yukarıda adı geçen … ve …’ın tanık olarak ifadelerine başvurularak sanığın savunmasının doğruluğu araştırıldıktan sonra, faturaları kullanan şirketler hakkında karşıt inceleme yapılıp yapılmadığı araştırılarak haklarında düzenlenen vergi inceleme ve sair raporların onaylı suretleri getirtilerek incelenmesi, kamu davası açılıp açılmadığının sorulması, açıldığının tespiti halinde aynı zamanda … ve … hakkında açılan kamu davasının da akıbeti araştırılarak mümkünse davaların birleştirilmesi, mümkün olmazsa ilgili belgelerin onaylı örneklerinin dosyaya intikal ettirilmesi, gerektiğinde faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişiler de dinlenerek sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıkları ve sanığı tanıyıp tanımadıklarının sorulması, faturalarda yer alan yazı ve imzaların sanığa ve …’a aidiyeti hususunda da gerekirse bilirkişi incelemesi yaptırılmasından sonra toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirilip sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26.10.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.