Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2016/1797 E. 2018/9128 K. 15.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/1797
KARAR NO : 2018/9128
KARAR TARİHİ : 15.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet

Sanıklar hakkında defter ve belgeleri ibraz etmemek suçundan açılan kamu davası hakkında mahallinde hüküm kurulması mümkün görülmüştür.
1-Sanık … hakkında, vergi suçu raporu ve mütalaaya uygun şekilde 2003, 2004, 2005, 2006 ve 2007 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek ve kullanmak ile defter ve belgeleri ibraz etmemek suçlarından cezalandırılması istemi ile kamu davası açıldığı, sanığın savunmasında, şirket ile herhangi bir ilgisinin olmadığını, temyiz dışı sanık … isimli şahsın yanında çalıştığını, minibüs kullandığını, sanık …’in kendisini notere götürerek sigorta yapacağını söyleyip evraklar imzalattırdığını, imzalar atıldıktan sonra sanık …’in ”bir şirket işimiz var, sen hiçbirşeye karışma sorumluluk bana ait, seni şirkete ortak yapacağım” dediğini ifade etmesi, şirket müdürünün temyiz dışı sanık … olduğunun belirtilmesi, 23.05.2008 tarihli yoklama fişini, …’ın ”2003 yılının ortalarından bu yana şirketi tek başına idare ettiğini, diğer ortaklar …’un şirketle ilgilenmediklerini” belirterek imzalaması, şirket adresinde aynı zamanda …’ın kardeşi ve babasına ait başka bir şirketin faaliyet gösterdiğinin belirlenmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi bakımından, sanığın ortağı olduğu … İhtiyaç Maddeleri San. ve Tic. Ltd. Şti. nin düzenlemiş olduğu faturaları kullanan mükellefler ile kullanmış olduğu faturaları düzenleyen mükellefler tespit edilerek tanık olarak ifadelerine başvurulması, sahte olduğu iddia olunan faturuları hangi hukuki ilişkiye istinaden aldıkları/düzenledikleri, sanığı tanıyıp tanımadıklarının sorulması, gerektiğinde sahte fatura düzenlemek suçu açısından kanaat oluşturacak sayıda fatura temin edilerek imza ve yazıların sanığa aidiyeti hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasından sonra, toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirilip sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden sanığın atılı suçu ne şekilde gerçekleştirdiği karar yerinde tartışılmaksızın eksik araştırma sonucu yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
2-Kabul ve uygulamaya göre de;
a)Sahte fatura düzenleme ve kullanma suçlarının birbirinden ayrı ve bağımsız suçlar olduğu, her takvim yılındaki fiillerin de ayrı suçları oluşturduğu ve aynı yılda birden fazla fatura düzenlenmesi veya kullanılması nedeniyle zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği, sahte fatura düzenleme suçunda suç tarihinin her takvim yılı için son faturanın düzenlendiği tarih olduğu, sahte fatura kullanma suçunda ise suç tarihinin her takvim yılında sahte faturalar hangi vergi türünde kullanılmışsa bu vergiye göre sunulması gereken son beyanname tarihi olduğu cihetle; her bir suç yönünden ayrı hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, her takvim yılında işlenen sahte fatura düzenleme ve kullanma fiillerinin tek suç olduğunun kabulü ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
b)213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 4369 sayılı Yasa ile değişik 359/b-1. maddesinde onsekiz aydan üç yıla kadar hapis cezası öngörülmüş olup, aynı eylemin düzenlendiği 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 276. maddesi ile değişik 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 359/b maddesinde ise üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası öngörüldüğü nazara alınanak her takvim yılı için suç tarihleri belirlenip hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, temel cezanın 3 yıl hapis cezası olarak takdir edilmesi suretiyle fazla ceza tayini,
c)5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sonuç ceza itibariyle kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 15.11.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.