Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2016/12396 E. 2017/6959 K. 23.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/12396
KARAR NO : 2017/6959
KARAR TARİHİ : 23.10.2017

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi usul kanununa muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet

Gerekçeli karar başlığında yanlış gösterilen suç tarihinin, suça konu faturaların 2006 takvim yılında katma değer vergisi indiriminde kullanıldığının iddia edilmesi nedeniyle, 21.01.2007 olarak mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
1-)Sanık hakkında “2006 takvim yılında sahte fatura kullanmak” suçundan açılan kamu davasında; sahte fatura kullanma suçunda, suçun maddi konusunun fatura olması, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ”Bu Kanun’a göre kullanılan veya bu Kanun’un Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır” şeklindeki düzenlemeye göre de faturaların Vergi Usul Kanunu’nun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi karşısında faturaların bulunmadığı görülmekle; suça konu faturalardan kanaat oluşturacak kadar asılları veya onaylı suretleri dosya içerisine konulup incelenerek, kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi, taşıdığının tespiti halinde ise sanığın üzerine atılı suçu kabul etmemesi nedeniyle gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından; faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi için teslim ve tesellüm belgeleri, bedelinin ödendiğine dair ticari teamüle uygun, kanıtlama yeterliliği olan banka hesapları ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgeler, faturaları düzenleyen şirketin yeterli mal girişi veya üretimi olup olmadığı da dikkate alınarak faturaları düzenleyen şirketler ile sanığın ticari defter ve belgeleri üzerinde karşılaştırmalı bilirkişi incelemesi yaptırılması, suça konu faturaları düzenleyen şirket yetkililerinin faturaları kime, hangi ticari ilişkiye dayanarak düzenledikleri konusunda beyanlarının alınması ve bir kez daha haklarında dava açılıp açılmadığının sorulması açıldığının tespiti halinde dosyaların birleştirilmesi mümkün olmaması halinde de dosyaların onaylı birer örneklerinin dosya arasına alınması ile sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik soruşturma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-)Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.