Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2016/12272 E. 2018/10846 K. 24.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/12272
KARAR NO : 2018/10846
KARAR TARİHİ : 24.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet

Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin, hükmolunan cezaların türü ve süresine göre koşulları bulunmadığından, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 318. maddesi uyarınca reddine oy birliğiyle karar verilerek duruşmasız inceleme yapılmıştır.
A)Sanık hakkında “defter ve belge ibraz etmeme” suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesi:
5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Toplanan deliller gerekçeli kararda gösterilip tartışılarak; sanığa yüklenen suçun sübutu kabul, oluşa göre vasfı tayin edilmiş, cezayı artırıcı nedenin bulunmadığı, azaltıcı sebebin ise nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış, sanık müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan, hükmün istem gibi ONANMASINA,
B)Sanık hakkında “2008, 2009, 2010 ve 2011 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme” suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik temyiz talebinin incelenmesi:
… Vergi Dairesi Başkanlığı… Vergi Dairesi Müdürlüğünün 7770234185 vergi kimlik numaralı mükellefi olan sanığın, 2008, 2009, 2010 ve 2011 takvim yıllarında sahte fatura düzenlediği iddiasıyla açılan kamu davasında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından;
1)Faturalardaki yazı ve imzaların, sanığın savunmasında belirttiği ve Mahkemece tanık sıfatıyla dinlenen … ve …’ya ait olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması,
2)Faturalardaki yazı ve imzaların, … ve …’ya ait olduğunun belirlenmesi halinde, bu kişiler hakkında suç duyurusunda bulunulması ve dava açıldığı taktirde bu dava ile birleştirilmesi,
3)Faturalardaki yazı ve imzaların belirtilen kişilere ait olmadığının anlaşılması halinde ise; faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin, CMK’nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, sanığı tanıyıp tanımadıklarının ve faturaların alınması konusunda sanığın bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hükümler kurulması,
4) Kabule göre de;
a)Sanığın 2008, 2009, 2010 ve 2011 takvim yıllarında birden fazla sahte fatura düzenlemesi nedeniyle, her takvim yılı için zincirleme suçla ilgili TCK’nin 43. maddesi uygulanmayarak eksik ceza tayin edilmesi,
b)Hükümden sonra 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08/10/2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 24.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.