Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2016/12107 E. 2018/9041 K. 13.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/12107
KARAR NO : 2018/9041
KARAR TARİHİ : 13.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa Muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet

1-… Reklam Organizasyon Matbaacılık Kırtasiye Ltd. Şirketinin ortağı olan sanık hakkında 2007 ve 2008 takvim yıllarında sahte fatura düzenlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; sanığın, şirketin yalnızca ortağı olduğunu, düzenlenen faturalarla ilgisinin bulunmadığını savunması, suça konu faturaların dosya içerisinde bulunmadığının anlaşılması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek bir biçimde belirlenebilmesi bakımından, suça konu faturalardan her takvim yılı için kanaat oluşturacak kadar asılları veya onaylı suretlerinin araştırılıp getirtilmesi, 2007 ve 2008 yıllarında sanığın ortağı olduğu şirketten mal alındığına dair Ba formu ile bildirimde bulunan yani suça konu faturaları kullanan mükellef veya şirketler hakkında sahte fatura kullanma suçundan karşıt inceleme raporları düzenlenip düzenlenmediği araştırılarak, ilgili şirket yetkilileri veya mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığı sorulup, açıldığının tespiti halinde söz konusu dava dosyaları ile şirketin müdürü olan … hakkında temyize konu dosyadan ayrılan dava dosyası getirtilip incelenerek bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi, suça konu faturalardaki yazı ve imzaların sanığa aidiyeti yönünden uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması, sanığın ve şirketin banka hesapları ile ticaret odası kayıtları araştırılıp şirket adına kimin iş ve işlemlerde bulunduğunun belirlenmesi, sanığın ortak sıfatıyla şirketten bir maaş ya da pay alıp almadığının şirketin banka hesaplarındaki paraların kimler tarafından çekildiğinin araştırılması, suça konu faturaları kullanan şirket yetkililerinin faturaları kimden, hangi ticari ilişkiye dayanarak aldıkları, sanığı tanıyıp tanımadıkları konusunda beyanları da alınarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile yazılı şekilde hükümler kurulması,
2-Kabule göre de;
a- 5237 sayılı TCK’nin 51/7. maddesinde “hükümlünün deneme süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere hâkimin uyarısına rağmen uymamakta ısrar etmesi halinde ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceğinin” belirtilmesi karşısında; mahkemece “denetim süresinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde, ertelenen cezanın aynen yerine getirilmesine dair karar verilerek infazı kısıtlayacak şekilde hüküm kurulması,
b- Uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında, 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, aynı maddenin 1. fıkrasının c bendinde yer alan hak yoksunluğunun sanığın kendi alt soyu üzerindeki yetkileri bakımından uygulanamayacağı, diğer kişiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar uygulanması gerektiğinin, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Yasaya aykırı, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 13.11. 2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.