Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2016/11084 E. 2018/1819 K. 28.02.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/11084
KARAR NO : 2018/1819
KARAR TARİHİ : 28.02.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet
HÜKÜM : Sanıklar …, … hakkında mahkumiyet, sanık … hakkında beraat

2005 ve 2006 takvim yıllarında sahte fatura kullanmak suçlarından açılan kamu davasında, sahte olduğu iddia ve kabul edilen faturaların KDV indiriminde kullanılmış olması nedeniyle 2005 yılı için suç tarihinin 21.01.2006 ve 2006 için suç tarihinin 21.07.2006 olarak mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
I-2005 takvim yılında sahte fatura kullanmak suçundan sanıklar … ve … hakkında kurulan mahkumiyet hükümleri ile sanık … hakkında verilen beraat hükmüne yönelik sanık … müdafii, sanık … ve katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanıklara yüklenen “2005 takvim yılında sahte fatura kullanmak” suçunun yasada gerektirdiği cezasının üst sınırına göre, suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve sanık … müdafii, sanık … ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Yasanın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan sanıklar hakkında açılan kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e, 67/4 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE,
II- 2006 takvim yılında sahte fatura kullanmak suçundan sanıklar … ve … hakkında kurulan mahkumiyet hükümleri ile sanık … hakkında verilen beraat hükmüne yönelik sanık … müdafii, sanık … ve katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
1-Sanık …’ın savunmasında, şirkette sigortalı olarak çalıştığını, … ve … isimli kişilerin yeni kuracakları şirkete ortak olmasını istediklerini, işini kaybetmemek için bu teklifi kabul ettiğini, işleri … isimli kişinin takip ettiğini, kendisinin satış temsilcisi olarak çalıştığını,…’in gösterdiği yerlere imza attığını, suçlamaları kabul etmediğini beyan etmesi, sanık …’nin savunmasında başka bir şirkette sigortalı olarak çalıştığını, çalıştığı işyeri sahibinin bu şirkete ortak olmak istediğini bu nedenle kendisi adına hisse almasını söylemesi üzerine şirkete ortak olduğunu, şirket işleri içerisinde yer almadığını, suçlamaları kabul etmediğini savunması, sanık …’ın ise 28.01.2005 tarihinde şirkette bulunan hisselerini devrettiğini, suçlamaları kabul etmediğini beyan etmesi, ancak dosya arasında bulunan bilirkişi raporuna göre …’ın hisselerini devrettiği tarihten sonra alınan bir kısım kararlarda da imzasının bulunduğunun belirtilmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından, faturaları düzenleyen şirketler hakkında karşıt inceleme yapılıp yapılmadığının ilgili vergi dairelerinden sorulması, yapılmış ise vergi raporlarının dosya arasına alınması; mal ve hizmet alımında bulunulan şirket yetkilileri hakkında sahte fatura düzenlemekten dava açılmış olup olmadığının araştırılması, açıldığının tespiti halinde dava dosyaları getirtilip incelenerek bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi; faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim tesellüm belgeleri, bedellerinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun kanıtlama yeteneği olan geçerli ödeme belgeleri ve satıcının kasasına ya da banka hesabına girip girmediğinin tespiti ile faturaları düzenleyen mükelleflerin yeterli üretimi, mal girişi ya da stoğu olup olmadığı da araştırılıp, karşılaştırmalı bilirkişi incelemesi yaptırılması ve faturaları düzenleyen şirket yetkilileri dinlenerek sanıkları tanıyıp tanımadıklarının sorulması, ayrıca sanıkların savunmaları doğrultusunda şirket işleri ile fiilen kimin ilgilendiğinin araştırılması ile sonucuna göre tüm deliller değerlendirilip sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabule göre de; TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … müdafii, sanık … ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.