Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2016/10784 E. 2018/9223 K. 19.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/10784
KARAR NO : 2018/9223
KARAR TARİHİ : 19.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanunu’na muhalefet
HÜKÜM : Sanık hakkında 2007, 2008 takvim yıllarında işlenen sahte fatura düzenleme suçlarından: Beraat
Sanık hakkında 2009 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan: Mahkumiyet
Defter ve belgeleri ibraz etmeme suçundan: hükmün açıklanmasının geri bırakılması

A) Sanık hakkında defter ve belgeleri ibraz etmeme suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik katılan vekilinin temyiz talebinin incelenmesi;
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlar, 5560 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı CMK’nin 231/12. maddesi uyarınca temyiz değil itiraz kanun yoluna tabi olduğundan katılan vekilinin temyiz talebinin CMK’nin 264/2. maddesi uyarınca itiraz olarak kabulü ile dava dosyasının merciince karara bağlanmak üzere mahalline İADESİNE,
B) Sanık hakkında 2007 ve 2008 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçlarından verilen beraat hükümlerine yönelik katılan vekilinin temyiz talebinin incelenmesi:
Sanığa yüklenen “2007 ve 2008 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme” suçlarının sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı, CMK’nin 223. maddesinin 2. fıkrasının (e) bendi uyarınca beraatleri gerektiği Mahkemece dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
C) Sanık hakkında 2009 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan verilen mahkûmiyet hükmüne yönelik katılan vekilinin temyiz talebinin incelenmesi:
Sanığın,… Teknik Hırdavat isimli iş yerinin sorumlu müdürü ve yetkilisi olduğunu, işletmeciliğini amcasının oğlu …’ın yaptığını, sahte fatura düzenlenmesi konusunda bilgisinin bulunmadığını savunması nedeniyle, suçların unsurlarının ve maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti için;
1- Faturaların sanığa gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması, kendisine ait olmadığını, …’a ait olduğunu söylemesi halinde; …’ın CMK’nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakkı hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi ve faturalar kendisine gösterilerek faturalardaki yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması,
2- … da faturalardaki yazı ve imzaların kendisine ait olmadığını söylediği takdirde; yazı ve imza örnekleri temin edilerek, faturalardaki yazı ve imzaların sanığa veya …’a ait olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması,
3- Faturalardaki yazı ve imzaların, …’a ait olduğunun belirlenmesi halinde, bu kişi hakkında suç duyurusunda bulunulması, dava açıldığı takdirde bu dava ile birleştirilmesi,
4- Faturalardaki yazı imzaların sanığa ve …’a ait olmadığının saptanması halinde; faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin, CMK’nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, sanığı tanıyıp tanımadıklarının ve faturaların alınması konusunda sanığın bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
5- Kabule göre; hükümden sonra 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08/10/2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 19.11.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.