YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/9988
KARAR NO : 2017/4206
KARAR TARİHİ : 05.06.2017
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Resmi belgede sahtecilik suçundan: sanık … (Sadettin ve Keziban oğlu) hakkında beraat; diğer sanıklar hakkında mahkûmiyet
Dolandırıcılık suçundan: Tüm sanıklar hakkında beraat
Gerekçeli karar başlığında 20.06.2005 olarak yanlış yazılan suç tarihinin, sanıklardan … ve … (1977 doğumlu) için, … tarafından tebligatın alındığı tarih olan 02.09.2005, sanıklardan…. ve … için ise, … tarafından son tebligatın alındığı tarih olan 18.05.2007 olarak mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
Isparta Aile Mahkemesi’nin 2005/413 Esas, 2007/216 Karar sayılı dosyasının onaylı bir örneğinin dosyada bulunması, UYAP sisteminden yapılan kontrolde, katılan …’ın, 11.03.2009 tarihinde yargılamanın yenilenmesi talebiyle dava açtığının, fakat davanın süresinden sonra açıldığı gerekçesiyle usulden reddedildiğinin anlaşılması ile … (1977 doğumlu) ve …’nin sorgularında; katılan …’ı tanımadıklarını, tebligatların katılana değil, sanıklardan Hakan ve …’a verildiğini beyan etmeleri karşısında, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
I-Sanıklardan … (1972 doğumlu) hakkında resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından kurulan beraat hükümleri ile sanıklardan …, …, …, … ve … (1977 doğumlu) haklarında dolandırıcılık suçundan kurulan beraat hükümlerine yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanıklardan … (1972 doğumlu) hakkında, yüklenen suçların sanık tarafından işlenmediği, sanıklardan …, …, …, … ve … (1977 doğumlu) haklarında ise yüklenen suçun yasal unsurları itibarıyla oluşmadığı dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin istem gibi ONANMASINA,
II-Sanıklardan, … ve … (1977 doğumlu) haklarında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik katılan vekili ve sanıkların temyiz itirazlarının incelenmesinde;
5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre katılan vekili ve sanıkların yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5237 sayılı TCK’nın 51/7. maddesinde “hükümlünün deneme süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere hâkimin uyarısına rağmen uymamakta ısrar etmesi halinde ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceğinin” belirtilmesi karşısında; mahkemece “denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde ertelenen cezanın tamamen infaz kurumunda çektirilmesine” karar verilerek infazı kısıtlayacak şekilde hüküm tesisi,
Yasaya aykırı, katılan vekili ve sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Yasanın 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, sanıklar hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hüküm fıkrasındaki “…cezanın tamamen infaz kurumunda çektirilmesine,” ibaresi çıkartılarak yerine “…cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine,” denilmek suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
III-Sanıklardan …, …, … ve … haklarında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik katılan vekili ve sanıkların temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
1-Sanıklardan … ile katılan … arasında Isparta Aile Mahkemesinin 2005/413 esas sayılı dosyası kapsamında görülen nafaka davasında, sanıklardan …’ın, katılanın adresini mahkemeye yanlış bildirmek suretiyle tebligatların farklı adreslere yapılmasını sağladığı ve bu şekilde mahkeme kararının usulsüz olarak kesinleştirildiği iddiasıyla açılan kamu davasında; …’ın soruşturma aşamasında alınan ifadesinde, davalı adresi olarak …’ın adresini verdiğini beyan etmesine rağmen, sorgusunda, … ve …’in adreslerini verdiğini belirtmesi, sanıklardan …’ın aşamalarda alınan beyanında, tebligattan haberdar olmadığını, kendisinin herhangi bir tebligat almadığını, o tarihlerde yanında çalışan … (1977 doğumlu)’in almış olabileceğini savunması, …’in sorgusunda; suç tarihinde genelde işyerinde kendisinin bulunduğunu, …’ın ise pazarlarda mal sattığını, tebligatı kendisinin aldığını söylemesi ile 02.09.2005 tarihinde tebliğ edilen tebligatın üzerinde davalı adresi olarak “… yanında mukim” yazılması karşısında, sanık savunmaları ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında, sanıklardan …’ın üzerine atılı suçu işlediğine dair mahkumiyetini gerektirir yeterli delil bulunmadığı cihetle beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine hükmolunması,
2-Sanıklardan …’ın nafaka davasında yanlış adres bildirdiği, sanıklardan …’ın, …’ın babası olduğu ve sanıklardan …’ye gelen tebligatları almasını söylemesi üzerine, …’nin 04.12.2006 ve 18.05.2007 tarihlerinde, iki adet tebligatı katılan adına tebliğ aldığının dosya kapsamından anlaşılması karşısında, sahtecilik suçunun zincirleme olarak işlendiği dikkate alınarak sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK’nın 43. maddesinin uygulanması gerektiği gözetilmeden eksik ceza tayini,
3- Kabule göre de;
a)5237 sayılı TCK’nın 51/7. maddesinde “hükümlünün deneme süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere hakimin uyarısına rağmen uymamakta ısrar etmesi halinde ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceğinin” belirtilmesi karşısında, mahkemece “denetim süresi içinde kasıtlı suç işlediği takdirde ertelenen cezanın tamamen infazına” denilerek infazın kısıtlanması,
b)5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ve sanıkların temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.