Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2015/8413 E. 2017/2011 K. 20.03.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/8413
KARAR NO : 2017/2011
KARAR TARİHİ : 20.03.2017

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması
HÜKÜM : Mahkumiyet

I- Resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme karşı sanığın temyiz itirazlarının incelenmesinde,
Dosya içinde bulunan nüfus cüzdanı üzerinde heyetçe yapılan incelemede aldatıcılık özelliğinin bulunduğunun görülmesi, suça konu belgeyi duruşmaya getirtip inceleyen hakimin, yapılan sahteciliğin ilk bakışta ve kolaylıkla farkedilmeyeceğinden belgenin iğfal kabiliyetini haiz olduğunu kabul etmesi karşısında, tebliğnamedeki aldatıcılık niteliğine ilişkin bozma düşüncesine iştirak edilmemiş; 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığa yüklenen suçun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezayı azaltıcı sebebin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş ve incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmediğinden, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
II- Sanık hakkında başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan kurulan hükme karşı Cumhuriyet savcısı ve sanığın temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
1- Sanığın, hakkındaki yakalama kararlarının infazını engellemek amacıyla … adına düzenlenmiş sahte nüfus cüzdanını görevlilere ibraz etmesinden ibaret olayda, hakkındaki bütün adli işlemlerin gerçek kimlik bilgileriyle yapıldığı, işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemediği, başkasının kimliğini ya da kimlik bilgilerini kullanarak kendisini suçsuz, diğer kişiyi ise işlemediği bir suçun faili olarak göstermediği ve bu nedenle 5237 sayılı TCK’nun 268. maddesinde düzenlenen “başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması” suçunun oluşmadığı, ayrıca … adına resmi bir belge düzenlenmediğinden TCK’nın 206. maddesindeki “resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan” suçunun da oluşmayacağı anlaşıldığından, yüklenen suçtan sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, yasaya aykırı,

2- Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısı ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20.03.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.