Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2015/7470 E. 2015/32225 K. 28.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/7470
KARAR NO : 2015/32225
KARAR TARİHİ : 28.12.2015

Tebliğname No : 11 – 2015/279512
MAHKEMESİ : İstanbul 55. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : Asıl Karar: 16/09/2014
Ek Karar: 16/12/2014
NUMARASI : 2013/428 (E) ve 2014/360 (K)
SUÇ : Çocuğun soybağını değiştirmek

1- Sanıklar E.. G.. ile Ö.. G.. hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanıkların yokluklarında verilip sorguda bildirdikleri ve aynı zamanda mernis adreslerinde 07.11.2014 günü usulüne uygun tebliğ olunan kararı yasal süresinden sonra 11.12.2014 tarihinde temyiz ettikleri anlaşıldığından, vaki temyiz istemlerinin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 315. maddesi uyarınca reddine ilişkin 16.12.2014 günlü ek karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan, sanıkların temyiz itirazlarının reddiyle, temyiz talebinin reddi kararının ONANMASINA,
2- Sanık E.. U.. hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine göre sanık E.. U..’ın yerinde görülmeyen sair itirazlarının reddine; ancak,
5237 sayılı TCK’nun 61. maddesi uyarınca hakim somut olayda; suçun işleniş biçimini, suçun işlenmesinde kullanılan araçları, suçun işlendiği zaman ve yeri, suçun konusunun önem ve değerini, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını, failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığını ve failin güttüğü amaç ve saiki göz önünde bulundurarak, işlenen suçun kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel cezayı belirler. 5237 sayılı TCK’nun “Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi” başlıklı 3/1. maddesi uyarınca suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur. Bu itibarla; kanunda öngörülen alt ve üst sınır arasında temel cezayı belirlemek hakimin takdir ve değerlendirme yetkisi içindedir, ancak Anayasanın 141, 5271 sayılı CMK’nun 34, 230 ve 289. maddeleri uyarınca hükümde bu takdirin denetime olanak sağlayacak biçimde, hak ve nesafet kurallarına uygun, dosya içeriği ile uyumlu yasal ve yeterli gerekçesinin gösterilmesi zorunludur. Yasa metinlerdeki ifadelerin tekrarı bu metinlerdeki genel nitelikli ölçütler somut olaya ve failine özgülenmediği müddetçe yeterli bir gerekçe değildir. Yine failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususlar göz önünde bulundurulup, kararda takdiri indirim nedeni gösterilip takdiri indirim yapılabilir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; iddianame içeriğine göre kendi çocuğunu, sanıklar Ö.. G.. ve E.. G..’in nüfusuna kaydettirmesine izin vermesi iddiasıyla kamu davası açılan sanık hakkında “suçun işleniş biçimi, kasta dayalı kusurun ağırlığı” gibi bir kısım yasal ibarelerin tekrarı ile yetinilip en üst hadden ceza verilmesi ile somut olarak açıklanmadan “suçtan sonraki ve duruşma sırasındaki tutum ve davranışları ve verilecek cezaların sanıkların geleceği üzerindeki etkileri” denilerek 5237 sayılı Yasanın 62. maddesinin uygulanmaması,
Yasaya aykırı,
5237 sayılı TCK’nun 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün belirtilen sebeplerden dolayı, 5320 sayılı yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, gerekçesine göre bozma kararının, halen yürülükte bulunan CMUK’nun 325. maddesi uyarınca hükmü temyiz etmeyen sanıklar E.. G.. ile Ö.. G..’e de sirayet ettirilmesine, 28.12.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.