Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2015/7079 E. 2017/6783 K. 18.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/7079
KARAR NO : 2017/6783
KARAR TARİHİ : 18.10.2017

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak
HÜKÜM : Mahkumiyet

I-)Sanık … hakkında “hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak” suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasında Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Toplanan deliller karar yerinde incelenip sanığın suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasıfları tayin, cezayı artırıcı ve azaltıcı sebebin ise nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
II-)Sanıklar hakkında “resmi belgede sahtecilik” suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik sanık … Müdafiinin ve sanık …’un temyiz itirazlarının incelenmesinde;
1-)Sanıkların suça konu 16.11.2007 tarihli haciz kaldırma ve 12.11.2007 tarihli borcu yoktur yazılarını sahte olarak oluşturmak suretiyle üzerilerine atılı resmi belgede sahtecilik suçunu işlediklerinin iddia ve kabul olunduğu somut olayda: Gelir İdaresi Başkanlığının 14.01.2008 tarihli yazısında ….Finansbank…. Şubesine ibraz edilen söz konusu belgelerden haciz kaldırma yazısındaki imza konusunda tereddüte düşülerek adı geçen vergi dairesine sorulması üzerine yapılan inceleme sonucunda söz konusu belgelerde yer alan imza ve mühürlerin sahte olduğunun tespit edilmiş olduğunun bildirilmesi karşısında; öncelikle …. Finansbank….. Şubesince yaptırılan doğruluk teyidinin banka tarafından mutad araştırma yükümlülüğü olup olmadığının araştırılması, mutad olduğunun tespiti halinde yapılan araştırma sonunda belgelerin sahteliğinin ortaya çıkacak olması sebebiyle hukuki sonuç doğurmayacağından atılı suçun unsurları itibariyle oluşmayacağının gözetilmesi,
2-)Kabule göre de;
a-)5237 sayılı TCK’nın 43. maddesine göre “Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda ya da aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi” durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanması mümkün olup; aynı anda işlenen eylemlerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığı, somut olayda suça konu belgelerin bankaya ayrı ayrı ibraz edilmiş olduğunun anlaşılması, belgelerin farklı tarihlerde düzenlendiğine dair de kesin delil bulunmayıp, TCK’nın 43/1. maddesi uyarınca fiilin aynı anda işlendiğinin kabul edilmesi gerekliliği nedeniyle zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağı, eylemin bütün halinde tek bir belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı, ancak sanıkların güttüğü amaç ve saik, suç konusunun önemi, kastın yoğunluğu ve sahte belge sayısı dikkate alınarak temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenebileceği gözetilmeden, suçun zincirleme şekilde işlendiğinin kabulü ile temel cezanın TCK’nın 43. maddesi uyarınca artırılması,
b-)5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … Müdafiinin ve sanık …’un temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18.10.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.