Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2015/6637 E. 2015/31009 K. 18.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/6637
KARAR NO : 2015/31009
KARAR TARİHİ : 18.11.2015

Tebliğname No : 6 – 2014/228133
MAHKEMESİ : Alanya 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 15/04/2014
NUMARASI : 2014/63 (E) ve 2014/216 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, sahte ruhsatname kullanmak

Hakkında hükmün açıklanmasına karar verilen sanığın, Alanya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/142 Esas ve 2013/450 Karar sayılı ilamı ile denetim süresinde işlediği kasıtlı bir suçtan mahkum olduğundan bahisle ihbarda bulunulmuş, daha sonrasında ise ihbara konu hükmün sanık tarafından temyiz edildiği için Yargıtay’a gönderildiği ve henüz kesinleşmediği bildirilmişse de, UYAP sistemi üzerinden yapılan incelemede ihbara konu Alanya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/142 Esas ve 2013/450 Karar sayılı mahkumiyet hükmünün, Dairemiz 29/06/2015 tarih, 2015/2783 Esas ve 2015/27660 Karar sayılı ilamı ile onandığı, bu nedenle sanığın denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suçtan mahkum edildiğine dair ihbarın halen geçerli olduğu anlaşılmıştır.
5271 sayılı CMK’nun 231/8-son cümlesi hükmü uyarınca, 20/10/2004 olan suç tarihinden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 06/01/2011 tarihine kadar bazı kesintilerle, her seferinde yeniden başlayan dava zamanaşımı süresinin işlediği, bu tarihten sonra denetim süresi içinde işlenen kasıtlı suçtan dolayı verilen ve kesinleşen mahkumiyet hükmü nedeniyle ihbar üzerine dosyanın yeniden ele alındığı, böylelikle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 06/01/2011’den itibaren deneme süresi içinde işlenen ikinci suçun suç tarihi olan 11/10/2011’e kadar dava zamanaşımının durduğu gözetilerek yapılan incelemede;
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen “sahte ruhsatname kullanmak” suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK’nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının (durma süreleri hariç), suçun işlendiği 20/10/2004 tarihinden hüküm tarihine kadar gerçekleştiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Kanunun 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK’nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı Yasa’nın 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE, 18/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.