Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2015/6159 E. 2017/6800 K. 18.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/6159
KARAR NO : 2017/6800
KARAR TARİHİ : 18.10.2017

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Beraat

11/09/2010 günü trafik kazasında yaralanan …’ın,… Devlet Hastanesine kaldırıldığı ve acilde görevli doktor olan sanık … tarafından ilk müdahalenin yapıldığı, hastanın durumunun kötüleşmesi üzerine….Devlet Hastanesi’ne sevk edildiği ancak vefat ettiğinin öğrenildiği, haberi alan sanığın, yaralının hastaneye ilk geldiği sırada görevli hemşire … tarafından doldurulan tansiyon ve nabız değerlerinin yazılı olduğu hasta gözlem kağıdını imha ederek, … isimli tıbbi sekreterden yeni bir barkot numarası istediği, gözlem kağıdını tekrar doldurduğu, burada yazan değerlerin ilk değerlerden farklılık gösterdiği, bu şekilde kendisini olası ceza soruşturması ve kovuşturmasından kurtarmak için yeni hasta gözlem kağıdı düzenleyerek resmi evrakta sahtecilik yaptığı iddia olunan davada, tanık … beyanlarının çelişkili olduğundan, gözlem kağıdındaki saat farklılığının da teknik hatadan kaynaklandığından bahisle sanığın beraatine karar verilmişse de;
…’in aşamalarda beyanlarının çelişkili olmadığı,tanık …’ın soruşturma beyanında, “…Ben ve diğer arkadaşlarımız doktor beye hastanın durumu kötüye gidiyor bir hemogramına baktıralım diye ısrar etmemize rağmen doktor … hastanın durumu iyi gerek yok dedi.Biz acil servis o saatte yoğun olmadığı için rahatlıkla farkedebeliyorduk. Hasta her geçen dakika kötüye gidiyordu. Ayrıca kusup bayıldıktan sonra tansiyonunu ben ölçmüştüm. Burada tansiyon değeri 7.4 olarak çıkmıştı. Sonradan öğrendiğim kadarıyla doktor … benim yazmış olduğum tansiyon bulgularını hasta Söke de vefat ettikten sonra değiştirmiş. Bana göstermiş olduğunuz hasta gözlem kağıdındaki saat 01.29 – 03.00 da yazılı tansiyon ve nabiz değerleri bana ait değildir. Bu yazılar sonradan doldurulmuştur. Hastaya ilişkin bu değerleri ben yazmadım. Yine aynı kağıdın sağ alt tarafında bulunan uygulama tedavi ve müdale başlıklı bölümde yer alan yazılar da bana ait değildir. Bu yazıları gerçeğinde ilk olarak ben doldurmuştum ancak hali hazırda bu yazılar benim el ürünüm değildir” dediği yine tanığa, müfettiş tarafından suça konu hasta gözlem kağıdı gösterilerek sorulduğunda, “..gösterdiğiniz hasta giriş kağıdında 70/20 mmHg olarak ölçtüğüm tansiyon değeri yoktur ve arkasında taktığımız serumların cinsini belirtmiştim. Bu kayıtların benim el yazım olması gerekirdi, 03.00 de yer alan nabız ve tansıyon değeri tamamen uydurmadır,ilk gelişinde 120/80 mmHg tansiyonu ve 76/dk olan nabzı doğrudur….belli aralıklarla hastanın hemogramına da bakılmamıştır, …. ve ben birkaç doktor beye sormamıza rağmen hemograma gerek olmadığını söylemiştir…” dediği dolayısıyla hasta için hemogram ölçümü yapılmadığı beyanı ,dosya kapsamında da aslı bulunmamakla birlikte fotokopi örneği bulunan …’a ait hasta gözlem kağıdında hemogram değerinin yazılı olduğunun görülmesi, diğer tanıkların beyanlarına da gerekçede tartışılarak neden itibar edilmediğinin açıklanmaması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından öncelikle ölen … için hemogram ölçümü için doktor tarafından istem bulunup bulunmadığı/hemogram ölçümünün yapılıp yapılmadığının hastane kayıtlarından araştırılarak netleştirilmesi, sanığın TCK.nın 257/2. maddesi kapsamında görevi ihmal olarak vasıflandırılan eylemine ilişkin delil ve belgeler de değendirilerek eylemin sabit görülmesi halinde, suç vasfının resmi belgede sahtecilik yada görevi kötüye kullanma veya ihmal niteliğinde olup olmadığının tartışılması sureti ile sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri yerine ,eksik araştırma ve yetersiz gerekçe ile sanığın beraatine hükmedilmesi ,
Yasaya aykırı, Cumhuriyet savcısı ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.