Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2015/5207 E. 2015/30995 K. 18.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/5207
KARAR NO : 2015/30995
KARAR TARİHİ : 18.11.2015

Tebliğname No : 15 – 2014/111102
MAHKEMESİ : Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 05/02/2014
NUMARASI : 2004/378 (E) ve 2014/39 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık, sahtecilik

Sanık S.. C..’in isminin gerkçeli karar başlığına mahallinde eklenmesi mümkün görülmüştür.
I) Sanık M.. F.. hakkında nitelikli dolandırıcılık suçlarından kurulan hükümlere yönelik müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Zamanaşımı nedeniyle verilen kararlarına karşı sanığın temyizde hukuki yararı olmadığından, müdafiinin vaki temyiz isteminin, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
II) Sanık M.. F.. hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyetine ilişkin, hükmün 13, 17. 18. sırasında yer alan kararlara karşı müdafiinin, 18. sırasında bulunan mahkumiyetine ilişkin karara karşı da katılan Türkiye İ.B. vekilinin, sanıklar M.. F.., A.. K.., T.. O.. hakkında zamanaşımı sebebiyle düşme kararı verilen hükmün 7. sırasında yer alan kararlara karşı katılanlar Türkiye H.B. ve Türkiye V.B. vekillerinin, sanık M.. F.. hakkında zamanaşımı sebebiyle düşme kararı verilen hükmün 15. sırasında yer alan kararlara karşı katılan Türkiye İ.B. vekilinin, sanıklar M.. F.., A.. K.., T.. O.. ve S.. C.. hakkında zamanaşımı sebebiyle düşme kararı verilen hükmün 18. sırasında yer alan kararlara karşı katılan Türkiye İ.B. vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Toplanan deliller karar yerinde incelenip yüklenen suçların sübutu kabul, soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, cezayı artırıcı bir sebebin bulunmadığı, azaltıcı sebeplerin ise nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5349 sayılı Kanunla değişik 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri uyarınca mahkemece 765 ve 5237 sayılı Yasa hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların denetime imkân verecek şekilde gösterilip birbiriyle karşılaştırılması suretiyle lehe hüküm belirlenerek sonucuna göre karar verilmiş, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; yüklenen “nitelikli dolandırıcılık” suçunun cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu ve sanıklar lehine olan 765 sayılı TCK’nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suçun işlendiği tarihlerden hüküm tarihine kadar, “resmi belgede sahtecilik” suçu yönünden ise; 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren ve sanıklar lehine olan 5237 sayılı TCK’nun 204/1. maddesindeki cezasının miktarı itibariyle tabi olduğu aynı Yasanın 66/1-e maddelerinde öngörülen asli dava zamanaşımının, kesici son işlem olan sanıkların sorgularının yapıldığı tarihlerden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan katılanlar vekillerinin ve sanık M.. F.. müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,
III) Sanık A.. K.. hakkında beraat kararı verilen hükmün 18. sırasında yer alan karara karşı katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5349 sayılı Kanunla değişik 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. madde hükümleri karşısında; sanığa yüklenen “resmi belgede sahtecilik” suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sanık lehine olan 765 sayılı TCK’nun 102/3. maddesinde öngörülen asli dava zamanaşımının, kesici son işlem olan sanığın sorgusunun yapıldığı 01.03.2005 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, katılan vekilinin temyiz itirazı bu nedenle yerinde görülmüş, sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken, 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı yasanın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK’nun 102/3 ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE,
IV) Sanık M.. F.. hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyetine ilişkin, hükmün 12, 14, 16. sırasında yer alan kararlara karşı müdafiinin temyiz itirazlarına gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine incelenen dosya içeriğine göre sanık M.. F.. müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine: ancak;
Sanık hakkında sahte nüfus cüzdanı kullanarak imza sirküleri, vekaletname düzenlettirip, çek keşide ve ciro etmesi eylemlerinden açılan kamu davasında, ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 22.04.2014 gün ve 2013/11-397-2014/202 sayılı kararında açıklandığı üzere, 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK’nun “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “resmi belgede sahtecilik” suçlarının hukuki konusunun kamu güveni olduğu gözetilerek açıklanan ilkeler doğrultusunda ve fiil tarihleri de dikkate alınarak; sanığın fiillerinin bir suç işleme kararıyla kanunun aynı hükmünün kısa zaman aralıkları içerisinde, birkaç kez ihlal etmek suretiyle zincirleme biçimde işlenmiş tek suçu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması
Yasaya aykırı, sanık M.. F.. müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.