YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/4595
KARAR NO : 2017/2889
KARAR TARİHİ : 17.04.2017
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Başkasına ait banka veya kredi kartının izinsiz kullanılması
HÜKÜM : Mahkumiyet
I-Sanık hakkında mağdur …‘e yönelik eylemleri nedeniyle kurulan mahkumiyet hükmüne dair temyiz itirazlarının incelenmesinde;
5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte infaz aşamasında yeniden değerlendirilmesi mümkün görülmüştür.
Bozmaya uyularak yapılan yargılamada, toplanan deliller karar yerinde incelenip sanığın suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, cezayı artırıcı nedenin bulunmadığı, azaltıcı sebebin ise nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,
II-Sanık hakkında katılan …‘ya yönelik eylemleri nedeniyle kurulan mahkumiyet hükümlerine dair temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
1-Bozmaya uyularak yapılan yargılamada, ayrıntısı Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 18.10.2011 gün ve 2011/166-213 sayılı kararında açıklandığı üzere TCK.nun 245/1. maddesinde düzenlenen suçun mağduru kredi veya banka kartı hamili olduğu cihetle, katılan …‘ya ait iki ayrı bankadan verilen banka ve kredi kartlarının kullanılarak yarar sağlanması eyleminin, kül halinde TCK‘nın 245/1. ve 43/1. maddelerine uyan zincirleme tek suçu oluşturduğu gözetilmeden, suçun kart sayısınca oluştuğundan bahisle yazılı şekilde hükümler kurmak suretiyle fazla ceza tayini,
2-Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.04.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.