YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/4114
KARAR NO : 2015/28977
KARAR TARİHİ : 01.10.2015
Tebliğname No : KYB – 2015/127604
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 03.04.2015 gün ve 2015/7374-23518 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 17.04.2015 gün ve KYB. 2015/127604 sayılı ihbarnamesi ile;
Mühür bozma suçundan sanık B.. K..k’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 203. maddesi gereğince 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, sanığın 5 yıl süre ile denetime tabî tutulmasına dair Ankara 27. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/11/2010 tarihli ve 2010/312 esas, 2010/915 sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 16/03/2011 tarihli ve 2011/481 değişik iş sayılı kararını müteakip, sanık müdafii tarafından yapılan yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin, Ankara 1. Asliye Ceza Mahkemesinin (kapatılan Ankara 27. Asliye Ceza Mahkemesinin) 08/07/2014 tarihli ve 2010/312 esas, 2010/915 sayılı ek kararını kapsayan dosyanın incelenmesinde;
Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 01/03/2011 tarihli ve 2010/12041 esas, 2011/2181 sayılı ilamında da “Yargıtay CGK’nun 20.04.1999 gün ve 1999/61-74 sayılı kararında belirtildiği gibi aynı suç işleme kararının varlığı, olaysal olarak suçun işlenmesindeki özellikler suçun işleniş biçimi, fiillerin işlendikleri yer ve işlenme zamanı, fiiller arasında geçen süre, mağdurların farklı olup olmadıkları, ihlal edilen değer ve yarar ile korunan değer ve yarar, olayların oluşum ve gelişimi ile tüm özellikleri değerlendirilerek belirlenecektir. Önceki ve sonraki eylemler arasında sübjektif bir bağlantı, aynı suç işleme kararı bulunduğunu gösterir. Sanığın 2006-2008 yılları arasında aynı bankanın iki ayrı şubesinde görevli iken gerçekleştirdiği eylemlerinin en sonuncusu 08/02/2008 tarihli olup, her iki davaya ait iddianamelerin de bu tarihten sonra düzenlendiği ve böylece dava konusu eylemler arasında hukuki bir kesintinin de söz konusu bulunmadığı, eylemlerinin zincirleme biçimde zimmet suçunu oluşturabileceği de gözetilerek, her iki dosyanın birleştirilip sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi… hükmün bozulmasına” şeklinde belirtildiği üzere, sanığın sahibi olduğu LPG istasyonunun ruhsatsız olması nedeniyle belediye tarafından mühürlenerek kapatılması üzerine, 20/10/2009 tarihinde yapılan kontrolde mühürlerini sökerek faaliyetine devam etmesi şeklindeki eylemini müteakip, 22/10/2009 tarihinde de aynı eylemi işlediği, sanığın aynı suç işleme kararıyla hareket ettiği, her iki davaya ait iddianamelerin suç tarihlerinden sonra düzenlendiği, böylece sanığın eylemleri arasında hukuki kesintinin meydana gelmediği, zincirleme suç hükümlerine göre karar verilmesi gerektiği ve yazı ekinde yer alan Ankara 20. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/677 esas sayılı dosyasının yeni delil niteliğinde bulunduğu gözetilmeden, yargılamanın yenilenmesi talebinin bu yönden kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, anılan kararın bozulması istenilmiş olmakla, Dairemize gönderilen dosya incelenerek gereği görüşüldü:
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 311. maddesinde düzenlenen yargılamanın yenilenmesi olağanüstü kanun yoluna başvurulabilmesi için, davanın kesinleşen bir hükümle sonuçlanmış olması şarttır.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları mahkumiyet kararı olmadığı gibi, davayı esastan sonuçlandıran bir hüküm de değildir. Ceza Genel Kurulu’nun 19.02.2008 gün ve 346-25 sayılı kararında belirtildiği gibi, bu karar “koşullu bir düşme kararı” niteliğinde olup, CMK’nun 231. maddesinin 10 ve 11. fıkraları uyarınca, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması halinde, kamu davası aynı Yasanın 223. maddesi uyarınca düşürülecek, aksi halde ise açıklanması geri bırakılan hüküm açıklanacaktır.
Açıklanan nedenlerle, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı hüküm niteliğinde bulunmadığından yargılamanın yenilenmesine konu olamayacağı cihetle, Ankara 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin (kapatılan Ankara 27. Asliye Ceza Mahkemesi) 08.07.2014 tarih, 2010/312 esas, 2010/915 sayılı ek kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı cihetle, kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarnamedeki istem yerinde görülmediğinden REDDİNE, 01.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.