YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/4079
KARAR NO : 2017/4185
KARAR TARİHİ : 05.06.2017
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
1-Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 14.10.2008 gün ve 49/219 sayılı kararında da açıklandığı üzere; ceza yargılamasının amacı, somut gerçeğin ortaya çıkarılması olup bunun için başvurulan kanıtlama araçlarından biri de belgelerdir. Yargılama makamları suç isnadı nedeniyle oluşan uyuşmazlığı çözümlerken ele geçirilen ve kendiliklerinden getirtilen ya da iddia ve savunma doğrultusunda sunulan belgelerin güvenilirliğini de denetlemek durumundadırlar. Güvenilirliğin denetlenebilmesi için, belgenin aslının veya bunun olanaklı olmaması halinde de aslına uygunluğu yetkili makam veya kişilerce onanmış örnek ya da kopyalarının dosyaya konulması gerekir. Yine Ceza Genel Kurulunun 14.10.2003 gün ve 232/250 sayılı kararında açıklandığı üzere, suça konu belgenin fotokopi olması durumunda hukuki sonuç doğurmaya elverişli nitelikte olmadığı, aslı bulunamayan evrakların aldatma kabiliyetlerinin bulunup bulunmadığının da tespit edilemediği, fiili iğfalin aldatma niteliğini göstermeyeceği cihetle; olay tarihinde sanığın üzerinde kendi fotoğrafı bulunan … adına düzenlenmiş sahte sürücü belgesini kullandığı iddiasıyla kamu davası açıldığı, 31.01.2013 tarihli Adana Kriminal Polis Laburatuvarı Müdürlüğünün ekspertiz raporunda, inceleme konusu sürücü belgesinde tahrifat yolu ile fotoğraf değişikliği yapıldığı, fotoğraf değişikliği suretiyle yapılan tahrifatın ilk bakışta ve kolaylıkla dikkat çekmeyecek nitelikte olduğundan iğfal kabiliyetini haiz olduğunun belirtilmesine rağmen, belgede soğuk mühür izinin bulunup bulunmadığı yönünde ayrıntılara yer verilmediği, mahkemece duruşmaya getirtilen belgede bu hususta herhangi bir inceleme ve tespit yapılmadığı ve özelliklerinin tutanağa geçirilmediği anlaşılarak, Dairemiz tarafından suçun unsurlarının tespiti amacıyla Adli Emanetin 2013/2567 sırasına kayıtlı suça konu sürücü belgesi aslının incelenmek üzere 24.04.2017 tarihli müzekkere ile istendiği, mahkeme tarafından 25.05.2017 tarihli cevabi yazıda sürücü belgesi aslının tüm aramalara rağmen bulunamadığının bildirildiği anlaşılmakla, Adli Emanetin 2013/2567 sırasına kayıtlı … adına düzenlenmiş sahte sürücü belgesi aslının temini amacıyla mahkeme arşivinde ve emanet memurluğunda son kez titiz bir araştırma yapılmasından sonra belge aslının bulunamaması halinde, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince somut olayda suça konu sahte belgede yapılan tahrifatın mevcut bilgi ve belgeler ile aldatma niteliğini haiz olup olmadığı tespit edilemeyeceğinden, unsurları oluşmayan suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
2-Kabule göre de;
5237 sayılı TCK’nun 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 05.06.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.