Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2015/2913 E. 2017/2097 K. 22.03.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/2913
KARAR NO : 2017/2097
KARAR TARİHİ : 22.03.2017

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet

I- Sanık … hakkında verilen hükme yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte infaz aşamasında yeniden değerlendirilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılama, toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığa yüklenen suçun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonucuna uygun şekilde vasfı tayin, cezayı arttırıcı ve azaltıcı sebebin nitelik ile derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
II-Sanık … hakkında verilen hükme yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
1-Hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar verilen diğer sanık …’a kursa gitmediği ve sınava girmediği halde sahte motorlu taşıt sertifikası ve müracaat formu, sertifika ve sınav sonuç listesi düzenleyip verdikleri, … da bu belgelerle sürücü belgesi almak için emniyete başvurduğu iddiası ile açılan davada, sanığın yalnızca Evindar’ı vergi dairesine götürdüğü, evrakların sahte olduğunu bilmediği ve suçlamayı inkara yönelik savunması ile sanık …’ın sanığın kendisini vergi dairesine götürdüğü beyanı karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak biçimde belirlenmesi bakımından, suça konu belgelerdeki yazı ve imzaların sanığa aidiyeti hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak, sanığın belgelerin sahte olduğunu bildiğine ve suça iştirakine dair delillerin nelerden ibaret olduğunun tartışılıp sonucuna göre hukuki durumunun takdir ve tayini yerine, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizliği,
2-5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.