YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/269
KARAR NO : 2015/22742
KARAR TARİHİ : 23.02.2015
Tebliğname No : 11 – 2014/423552
MAHKEMESİ : Mersin 3. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 30/03/2010
NUMARASI : 2007/1124 (E) ve 2010/324 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
17.08.2005 tarihli suça konu çekin en son 03.06.2005 tarihinde alınan poşet karşılığında yeniden düzenlenip T. Plastik firmasına verilmesi nedeniyle suç tarihinin en aleyhe kabulle 03.06.2005 olarak kabul edilmesi gerektiği, bu tarih itibariyle de 5237 sayılı TCK’nun yürürlüğe girmiş olduğunun anlaşılması karşısında, tebliğnamede bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
1 – Ayrıntısı Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30.03.1992 gün ve 80/98 sayılı kararında da belirtildiği üzere, belgede sahtecilik suçlarında önceden verilen rıza üzerine borçlu yerine onun imzasının atılmasında suç kastından söz edilemeyeceği gibi rızanın açık veya zımni olabileceği cihetle; sanığın aşamalarda, E.Patiseri isimli yeri müşteki ile birlikte işlettiğini, olay tarihinde müştekinin kendisini cep telefonundan arayarak, yanına M.. Ş.. adlı kişinin geleceğini, ona 3.000 TL’lik bir çek vermesi yerine de imza atmasını söylediğini, sonrasında M.. Ş..’in geldiğini ve müştekinin talimatı doğrultusunda suça konu çeki müştekinin yerine imzalayıp M.. Ş..’e verdiği, 45-50 gün sonra müştekinin çeki M.. Ş..’den geri almasını istemesi üzerine gidip çeki iade aldığını ve kasaya koyduğunu, bu olaydan sonra işyeri için müştekinin bilgisi dahilinde Toros Plastik firmasından poşet siparişi verdiğini, alınan poşetlerin 2.300 TL değerinde olduğunu, müştekinin poşetlerin ödemesini daha önce M.. Ş..’den geri alınan suça konu çek ile yapılmasını istediğini, bu sebeple çek üzerinde isim, miktar ve tarih değişikliği yapıp paraf ve ciro etmek suretiyle Toros Plastik firması yetkilisine verdiğini savunması; müşteki Halil Şen’in, 05.12.2005 tarihli ifadesinde E.P… işyerinin işçisi sanık tarafından çalıştırıldığını, 23.08.2006 tarihli ifadesinde ise M.. Ş..’in kendisini arayarak hatır çeki istediğini ifade etmesi; tanık M.. Ş..’in, K. T.’ye olan borcunu ödemek için müştekiyi arayıp 3.000 TL’lik hatır çeki istediğini, müştekinin il dışında olduğunu ancak iş yerinde bulunan ortağı sanığın yanına gidip çeki alabileceğini söylediğini, bu sebeple sanığın yanına gidip durumu ona izah ettiğini ve suça konu çeki aldığını, çekin sanık tarafından imzalanıp kendisine verildiği beyan etmesi; T. Plastik firması yetkilisi N.. K..’ün, E. Patiseri adlı işyerine poşet sattığını karşılığında sanıktan suça konu çeki aldığını, tanık E. K.’nın ise E. P. işyerinde sanık ile birlikte çalıştığını, sanık ve müştekinin bu yerin ortakları olduğunu, sanığın müştekinin talimatları doğrultusunda adına çek düzenleyip imzaladığını bildiğini ifade etmesi karşısında; müşteki ile birlikte E. Patiseri işyerini çalıştıran sanığın, suça konu çeki müştekinin talimatı doğrultusunda düzenleyip M.. Ş..’e verdiği, teminat amaçlı olarak verilen çekin sonradan geri alınması üzerine bu kez de işyerine alınan poşetler için üzerindeki isim, miktar ve tarih kısmını değiştirerek T. Plastik firmasına verdiği anlaşılmasına göre, çekin düzenlenmesi konusunda müştekinin önceden verilmiş rızasının olduğunun kabulünde zorunluluk bulunduğu ve sanığın suç kastının bulunmadığı cihetle; atılı suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
2 – Kabul ve uygulamaya göre de; adli emanete kayıtlı olan suça konu belgenin dosyada delil olarak saklanması yerine zoralımına karar verilmesi,
Yasaya aykırı; sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23.02.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.