Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2015/2149 E. 2017/1821 K. 13.03.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/2149
KARAR NO : 2017/1821
KARAR TARİHİ : 13.03.2017

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, özel belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet

Gerekçeli karar başlığında yanlış yazılan suç tarihlerinin resmi belgede sahtecilik suçu yönünden 02.03.2011, özel belgede sahtecilik suçu yönünden 04.01.2012 olarak mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür. Bozmaya uyularak yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükümde,
a) TCK’nun 204/1-3 madde ve fıkraları uyarınca belirlenen 4 yıl 6 ay hapis cezasından TCK’nun 43/1. maddesi uyarınca 1/4 oranında artırım, TCK’nun 62. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılırken “4 yıl 8 ay 7 gün” hapis cezası yerine hesap hatası sonucu “4 yıl 8 ay 5 gün” hapis cezasına hükmolunması suretiyle eksik ceza tayini,
b) Sanığın 16 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Edirne 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 1994/9-166 esas ve karar sayılı ilamının adli sicil kaydına göre infaz tarihinin 14.12.2006, dosyaya konu suçun tarihinin ise 02.03.2011 olduğu gözetildiğinde, TCK 58/2-a maddesinde belirtilen önceden işlenen suçun infaz edildiği tarihten itibaren 5 yıllık sürenin geçmemiş olduğu cihetle; şartları bulunduğu halde TCK’nun 58. maddesinin uygulanmaması, yasaya aykırı,
2- Özel belgede sahtecilik suçundan kurulan hükümde,
Hükümden sonra 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanunun 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 2. fıkrasındaki “İşletmeci veya adına iş yapan temsilcisine abonelik kaydı sırasında abonelik bilgileri konusunda gerçek dışı belge ve bilgi verilemez” ve 5. fıkrasındaki “Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz” hükmü karşısında; özel hüküm niteliğinde bulunan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 56. maddesindeki düzenleme de gözetilip, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
3- Kabule göre de, 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13.03.2017 gününde oybirliğiyle ile karar verildi.