Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2015/1453 E. 2015/31676 K. 09.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/1453
KARAR NO : 2015/31676
KARAR TARİHİ : 09.12.2015

Tebliğname No : 11 – 2013/315532
MAHKEMESİ : Yozgat 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 11/07/2013
NUMARASI : 2013/45 (E) ve 2013/545 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik

1- Sanık E.. E..’nun, daha öncesinde katılan tarafından imzalanan, 500.000.000 eski TL bedelli senedin alacaklı hanesine kendi ismini yazıp senedi doldurmak ve bedel kısmının son üç rakamını kapatıp 500.000 yeni TL şeklinde icraya koymak sureti ile resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği iddia olunan kamu davasında, sanığın suça konu senedi 2011 yılının 1. ayında katılanla birlikte düzenlediklerini savunması, katılanın ise sanığa senet vermediğini, çok önceden imzalamış olduğu bir senedin sanık tarafından ele geçirilip ve doldurulmuş olabileceğini beyan etmiş olması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılması ve suçun vasfının tespit edilmesi amacı ile suça konu senedin sanık tarafından hukuka aykırı olarak elde bulundurulup bulundurulmadığının araştırılması, bunun tespiti için de öncelikli olarak senet üzerindeki rakam, yazı ve imzaların yaşının tespit edilmesi, şayet senet üzerindeki yazı, rakam ve imzaların bir kısmının 2011 yılnın 1. ayının çok öncesinde yazıldığı anlaşılırsa, sanığın savunmasının suçtan kurtulmaya yönelik olacağı, hukuka aykırı olarak elinde bulundurduğu senedi hukuki sonuç doğuracak şekilde doldurmaktan ibaret eyleminin TCK’nun 209/2 maddesi delaleti ile aynı yasanın 204/1. maddesinde düzenlenen resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı; aksi halde sanığın üzerine atılı eylemin uzlaşmaya tabi olan ve TCK’nun 209/1. maddesinde düzenlenen açığa atılan imzanın kötüye kullanılması suçunu oluşturacağı ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 24/03/1989 gün ve 1988/1-1989/2 sayılı ilamında da açıklandığı üzere bu suçun Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (Hukuk Muhakemeleri Kanunu) cevaz verdiği haller dışında ancak yazılı delille ispat edilebileceği gözetilerek sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabule göre de;
5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar yoksun bırakılabileceğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.