Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2014/9950 E. 2014/11518 K. 11.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/9950
KARAR NO : 2014/11518
KARAR TARİHİ : 11.06.2014

Tebliğname No : 11 – 2013/37912
MAHKEMESİ : Bakırköy 31. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 29/05/2012
NUMARASI : 2012/7 (E) ve 2012/662 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik

1- Sanık ile suça konu çeklerde keşideci olarak gözüken A.. Y..’in baba oğul oldukları, sanığın suç tarihlerinde babası ile birlikte iş yaptıkları, H.. G.. ile yaptıkları alışveriş karşılığında suça konu çekleri kendisinin düzenleyerek verdiğini, daha önce de hem H.. G.. hem de başka şahıslarla benzer şekilde iş yapıp bu şekilde verdikleri çekleri düzenli olarak ödediklerini şikayetçi H.. G..’in de bu hususu bildiğini, ancak suça konu çeklerin işlerin kötü gitmesi nedeni ile gününde ödenemediğini savunması karşısında; Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 30.03.1992 gün ve 80-98 sayılı ve 19.04.2005 gün ve 221-38 sayılı kararlarında ayrıntılı biçimde açıklandığı üzere, belgede sahtecilik suçlarında mağdurun rızası hukuka uygunluk nedeni sayılmaz ise de, failde belgede sahtekârlıkta bulunmak kastına etki yapabileceği cihetle, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi bakımından, şikayetçi H.. G.. ve sanığın babası A.. Y..’in ayrıntılı bir şekilde tanık sıfatıyla beyanları alınarak, sanığın önceden de benzer şekilde çek alıp almadığının, bu şekilde başka şahıslara çek keşide edip etmediğinin ve ödeme yapıp yapmadığının araştırılarak toplanan deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Kabule göre de ;
a- Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 08.06.2010 gün ve 98/143 sayılı kararı ve benzer bir çok kararda açıklandığı üzere; 5237 sayılı TCK’nun 43/1. maddesinde 765 sayılı Yasanın 80. maddesinden farklı olarak “değişik zamanlarda” denilmesi karşısında aynı anda işlenen eylemlerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağının bulunmadığı cihetle, 5237 sayılı TCK.nun 43. maddesinin uygulama koşullarının oluşup oluşmadığının tespiti yönünden, suça konu çeklerin aynı anda veya farklı tarih ya da tarihlerde verildiğinin çeklerin verildiği H.. G..’den sorulmak suretiyle araştırılıp, buna göre kararın gerekçe bölümünde denetime olanak verecek şekilde; 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9/3. maddesi uyarınca sanığın eylemine uyan suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK ile sonradan yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nun ilgili maddelerinin olaya uygulanarak ortaya çıkan somut sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle lehe Yasanın tespiti gerektiği gözetilmeden denetime olanak sağlayacak şekilde lehe Yasa karşılaştırması yapılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması,
b- 5237 sayılı Yasanın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasının c bendinde yer alan hak yoksunluğunun sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki yetkileri açısından koşullu salıverilmeye kadar uygulanabileceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, ceza miktarı yönünden bozulmuş hakkın saklı tutulmasına, 11.06.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.