Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2014/8685 E. 2015/31841 K. 15.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/8685
KARAR NO : 2015/31841
KARAR TARİHİ : 15.12.2015

Tebliğname No : 11 – 2013/18398
MAHKEMESİ : Antalya 7. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 18/09/2012
NUMARASI : 2010/596 (E) ve 2012/755 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık

Sanık M.. B..’ın, katılandan araç satın aldığı, karşılığında borçlu kısmı hakkında mahkumiyet kararı verilen ve kararı temyiz etmeyen H.. B.. tarafından imzalanan adli emanetin 2010/5225 sırasında kayıtlı alacaklısı S.. Ç.., borçlusu ise M.. B.. olarak yazılı suça konu senedi kendisi tarafından imzalanmış gibi katılana vermek sureti ile resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçunu işlediği iddia olunan kamu davasında;
1-Sanığın aşamalarda, suçlamayı kabul etmediğini, katılandan araç satın aldığını, karşılığında senet düzenlediğini, ancak senedi vereceği zaman acil bir işi çıktığı için Korkuteli’ne gitmesi gerektiğini, bu nedenle senedi katılana vermesi için H.. B..’a teslim ettiğini, daha sonra Korkuteli’ne gitmekten vazgeçtiğini, senedi H.. B..’dan geri aldığını, ancak H.. B..’ın bu esnada kendisine başka bir senet verdiğini, bunun kendisi tarafından düzenlenen senet olduğunu düşünerek katılana verdiğini savunması, H.. B..’ın ise sanığın katılana vermek üzere kendisine senet vermediğini, daha öncesinde sanığa vermiş olduğu boş imzalı senedi sanığın kendi adına düzenleyip katılana verdiğini sonradan tespit ettiğini beyan etmesi, senet üzerindeki yazıların kime ait olduğu hususunda araştırma yapılmamış olması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılması bakımından, senet üzerindeki yazıların H.. B..’a ait olup olmadığı hususunda rapor aldırılması ve sonucuna göre, suça konu senedin düzenleme yerinin yazmadığı, borçlu ismi yanındaki adres kısmında da idari birim olarak ANT yazdığı, bunun geçerli bir düzenleme yeri olarak kabul edilemeyeceği, dolayısıyla suça konu senedin suç tarihinde yürürlükte olan 6762 sayılı TTK’nın 688. maddesinde düzenlenen unsurları taşımadığı ve bono niteliğinde olmadığı da gözetilerek sanığın hukuki durumunun tayini gerekirken eksik inceleme ile resmi belgede sahtecilik suçundan yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03/03/1998 gün ve 6/8-69 sayılı kararında da açıklandığı üzere, önceden doğmuş bir borç için hileli davranışlarda bulunulması halinde borç, kandırıcı nitelikteki davranışlar sonucu doğmayacağından dolandırıcılık suçunun oluşmayacağı cihetle; katılanın, suça konu senedin kendisine aracı sanığa verdikten 2-3 gün sonra verildiğini beyan etmiş olması karşısında, unsurları oluşmayan dolandırıcılık suçu yönünden sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden mahkumiyetine karar verilmesi,
3-Kabule göre de;
a-Katılanın zararının bizzat sanık tarafından giderilmediği, aracın kolluk tarafından katılana verildiği, dolayısıyla TCK’nun 168. maddesinde düzenlenen şartların oluşmadığı gözetilmeksizin sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması,
b-Dolandırıcılık suçundan kurulan hükümde temel hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde, aynı gerekçelerle adli para cezasına esas birim gün sayısının alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi sureti ile hükümde çelişkiye neden olunması,
c-Dolandırıcılık suçuna ilişkin uygulama maddesinin TCK’nun 157/1 yerine TCK’nun 15/1. maddesi yazılması sureti ile CMK’nun 232/6. maddesine aykırı davranılması,
Yasaya aykırı, sanık M.. B..’ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, verilen ceza miktarı itibari ile kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, CMUK’nun 325. maddesi uyarınca bozma kararının hükmü temyiz etmeyen H.. B..’a sirayet ettirilmesine, 15/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.