YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/677
KARAR NO : 2014/13556
KARAR TARİHİ : 07.07.2014
Tebliğname No : 11 – 2013/185413
MAHKEMESİ : Konya 5. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 30/11/2010
NUMARASI : 2009/199 (E) ve 2010/1046 (K)
SUÇ : Mühür Bozma
26.01.2009 tarihli iddianameyle sanık hakkında “hırsızlık ve mühür bozma” suçlarından kamu davaları açılıp, mahkemece 30.11.2010 gün ve 2009/199 esas, 2010/1046 sayılı kararla her iki suçtan mahkumiyet hükmü kurulduğu, hükümlerin sanık ve katılan vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 6352 sayılı Kanunun geçici 2. maddesi uyarınca sadece hırsızlık suçundan yeniden değerlendirme yapılması için dosyanın mahkemesine iade edildiği, iade kararından sonra mahkemece yapılan yargılama neticesinde verilen 26.03.2010 tarihli hükme yönelik bir temyizinin olmadığı cihetle; katılan vekili ve sanığın mühür bozma suçundan verilen 30.11.2010 günlü ilk hükme yönelik temyizine hasren yapılan incelemede,
Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığının Dairemize gönderilen 12.11.2013 tarih ve 29415146-2525 sayılı cevabi yazısından, suça konu mühürleme tutanağını düzenleyen M.. M..’ın suç tarihinden sonra özelleştirildiği anlaşıldığından tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
1 – 27.09.2004 tarihinde konulan mühürlerin konuluş amacına aykırı hareket etmek suretiyle faaliyette bulunduklarından bahisle Meram Elektrik Dağıtım A.Ş’nin 11.06.2008 tarihli kaçak/usulsüz elektrik kullanma tesbit tutanağı tutulan sanık hakkında açılan davada, 27.09.2004 tarihli mühürleme tutanağında abone olarak Ş. Ş..’in gösterilmesi, bu tutanağı bu kişinin imzalaması ve sanığın elektrik sayacının mühürlenmediğini savunması karşısında, bu tarihte suça konu işyerini kimin işlettiğinin sanıktan ve kolluktan sorulup, mühürleme tutanağını düzenleyen görevlilerin dinlenmeleri ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
2 – Kabule göre de; 5271 sayılı CMK’nun 231/5. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilebilmesi için, aynı maddenin 6. fıkrasında zararın ödenmesi koşulu öngörülmüş ise de, bu koşulun aranabilmesi için suçun niteliği veya işleniş biçimine ve doğurduğu sonuçlarına göre ortada maddi bir zararın bulunmasının zorunlu bulunması gerekmekte olup, mühür bozma suçunun kamu güvenine
karşı suçlar arasında yer alıp, kamu idaresinin mühür koymaya yönelik iradesine karşı işlenmesi nedeniyle, mühür bozma eyleminin meydana getirdiği maddi bir zarardan söz edilemeyeceği gözetilerek, ve sanığın adli sicil kaydında yazılı bir kısım ilamlara konu 3167 sayılı Kanunun 13/1. maddesine konu mahkumiyetleri yönünden; 20.12.2009 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5941 sayılı Çek Kanunu ile 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanunun yürürlükten kaldırılarak 3167 sayılı Kanunun 13/1. maddesinde düzenlenen çek defterini geri vermeme fiilinin suç olmaktan çıkarılmış olması ve sanığın diğer sabıkasının taksirli suça ilişkin olması karşısında, sanığın kişilik özellikleri ve duruşmadaki tutum ve davranışları irdelenerek yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususunda ulaşılacak kanaate göre, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının gerekip gerekmediğine karar verilmesi gerekirken, 231/6. maddedeki objektif ve sübjektif koşullar değerlendirilmeksizin, dosya içeriğine uymayan biçimde yalnızca zararın karşılanmadığı ve sabıkalı olduğu gerekçesiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmiş bulunulması,
Yasaya aykırı, sanık ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 07.07.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.