Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2014/6570 E. 2014/5697 K. 26.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/6570
KARAR NO : 2014/5697
KARAR TARİHİ : 26.03.2014

Tebliğname No : KYB – 2014/23757

Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 13.03.2014 gün ve 2013/950/2847 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 27.01.2014 gün ve KYB 2014/23757 sayılı ihbarnamesi ile;
Mühür bozma suçundan sanık M.. Ş..’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 203/1, 43/1 ve 52. maddeleri uyarınca 900,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Samsun 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/09/2013 tarihli ve 2013/531 esas, 2013/785 sayılı kararını kapsayan dosyanın incelenmesinde,
Dosya kapsamına göre;
1- Adı geçen sanığın elektrik sayacının ilk olarak 13/04/2011 tarihinde mühürlendiği, ancak 16/05/2012 tarihinde yapılan kontrolde mühür bozma suçunu işlediğinden bahisle Samsun Cumhuriyet Başsavcılığının 18/12/2012 tarihli iddianamesi ile kamu davası açıldığı ve yapılan yargılama sonucunda Samsun 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/03/2013 tarihli ve 2013/16 esas, 2013/288 sayılı kararı ile 3.600,00 Türk lirası adlî para cezasına mahkûm edildiği, bu süreçte 28/12/2012 tarihinde yapılan başka bir kontrolde de yine mühür bozma suçunu işlediğinden bahisle tutanak tutulduğu ve Samsun Cumhuriyet Başsavcılığının 16/05/2013 tarihli iddianamesi ile yeni bir kamu davası açılarak yapılan yargılama sonucunda, kanun yararına bozma incelemesine konu edilen Samsun 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/09/2013 tarihli ve 2013/531 esas, 2013/785 sayılı kararının verildiği, ancak bu kararda mahkemenin önceki 07/03/2013 tarihli ve 2013/16 esas sayılı kararına atıfta bulunularak, yeni yargılamanın bu dosyanın devamı niteliğinde olduğu ve zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği belirtilerek önce 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 203/1, 43/1 ve 52. maddeleri uyarınca 4.500,00 Türk lirası adlî para cezasına hükmedildiği, ancak sanığın daha önce mahkûm olduğu 3.600,00 Türk lirası bu miktardan düşülerek sonuç olarak 900,00 Türk lirasına hükmedildiği anlaşılmışsa da, kesinleşmiş bir mahkûmiyet hükmünün devamı olarak bu şekilde yargılama yapılıp hüküm kurulamayacağı gibi, sanığın 16/05/2012 tarihindeki eylemine ilişkin düzenlenen 18/12/2012 tarihli iddianame ile hukukî kesintinin gerçekleşmiş olduğu ve 28/12/2012 tarihli tutanak ile tespit edilen ikinci eylemin bağımsız ayrı bir suç oluşturacağı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde,
2- Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 30/10/2013 tarihli ve 2012/11480 esas, 2013/15670 sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, özelleştirme uygulamaları sonucu elektrik dağıtım ve satışı işlemlerinin özel şirketlerce yapılmaya başlanması karşısında özel şirketler tarafından konulmuş mühürlerin mühür bozma suçunun konusunu oluşturmayacağı cihetle, somut olayda sanığa elektrik dağıtım hizmeti sunan Yeşilırmak Elektrik Dağıtım A.Ş.’nin 29/12/2010 tarihinde tamamen özelleştirildiği ve sanığın sayacında yer alan mührün de suç tarihinde özel şirket uhdesinde olduğu gözetilmeden yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, anılan kararın bozulması istenilmiş olmakla, Dairemize gönderilen dosya incelenerek gereği görüşüldü:
İncelenen dosya içeriğine göre; 28.12.2012 tarihli mühür bozma tutanağına konu 16.05.2012 tarihli mühürleme işlemini gerçekleştiren katılan Yeşilırmak Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi’nin mühürleme tarihinden önce 29.12.2010 tarihinde özelleştirilmesi nedeniyle lisans sahibi özel şirket görevlileri tarafından yapılan bu mühürleme işlemine aykırı davranışta, 5237 sayılı TCK’nun 203. maddesinde düzenlenen “mühür bozma” suçunun unsurlarının oluşmayacağı anlaşılmakla; kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarnamenin ikinci bendindeki istem yerinde görüldüğünden, Samsun 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 25.09.2013 gün ve 2013/531 Esas, 2013/785 sayılı kararının CMK’nun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre aynı maddenin 4. fıkrasının (d) bendi uyarınca karar verilmesi mümkün görüldüğünden yüklenen suç unsurları itibariyle oluşmadığından sanığın beraatine, cezanın çektirilmemesine, bu aşamada kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarnamenin birinci bendindeki istemin incelenmesine yer olmadığına, dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 26.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.