Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2014/4682 E. 2014/20108 K. 25.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/4682
KARAR NO : 2014/20108
KARAR TARİHİ : 25.11.2014

Tebliğname No : 11 – 2013/162173
MAHKEMESİ : Diyarbakır 8. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 30.03.2010
NUMARASI : 2009/284 (E) ve 2010/243 (K)
SUÇ : Mühür bozma

16.06.2009 tarihli iddianameyle sanık hakkında “elektrik enerjisi hakkında hırsızlık ve mühür bozma” suçlarından kamu davaları açılıp, mahkemece 30.03.2010 tarih ve 2009/284 esas, 2010/243 sayılı kararla her iki suçtan mahkumiyet kararı verildiği, kararların sanık tarafından temyizi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 16.07.2012 tarihli yazısı ile 6352 sayılı Kanunun geçici 2. maddesi uyarınca yeniden değerlendirme yapılması için dosyanın mahkemesine iade edildiği, mahkemece yapılan yargılama neticesinde sanık hakkında “mühür bozma” suçundan yeniden hüküm kurulmadığı, sanığın yeniden değerlendirme sonucu “elektrik enerjisi hakkında hırsızlık” suçundan verilen 04.04.2013 tarihli karara yönelik temyizinin de olmadığı anlaşılmakla, sanığın mühür bozma suçundan verilen 30.03.2010 tarihli ilk karara yönelik temyizine göre yapılan incelemede gereği görüşüldü;
Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığının Dairemize hitaben gönderdiği 12/11/2013 tarihli yazısından D. Elektrik Dağıtım A.Ş.nin 28.06.2013 tarihinde özelleştirildiğinin anlaşılması karşısında, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak olunmamıştır.
1-Sanığın, iş yerinde bulunan mühürlü elektrik sayacının mandalını düşürmek suretiyle elektriği kullandığı iddiasıyla açılan kamu davasında; kurum tarafından mühürleme tutanağı olarak gönderilen elektrik tesisat yüklenicisi, işe başlama ve iş bitirme belgesinin tarihinin 14.06.1979 olması, sanığın ise aşamalarda bu iş yerinde 2004 yılının Aralık ayından itibaren faaliyet gösterdiğini savunması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti açısından, sanığın hangi tarihler arasında suça konu işyerinde faaliyet gösterdiği araştırılıp, ilgili şirketten suça konu işyeri hakkında suç tarihinden önce ve sanığın faaliyet gösterdiği tarihlerde herhangi bir mühürleme tutanağının bulunup bulunmadığının sorulmasından sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik soruşturma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabule göre de;
a)2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 141/3. maddesinde; “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli yazılır.” Buna paralel hüküm içeren 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK.nun 34. maddesinde de “Hakim ve mahkemelerin her türlü kararı, karşı oy dahil gerekçeli yazılır.” hükümleri yer almaktadır.
Gerekçe; hükmün dayanaklarının akla, hukuka ve maddi olaya uygun açıklamasıdır. Gerekçenin dosyadaki bilgi ve belgelerin yerinde değerlendirildiğini gösterir biçimde; geçerli, yasal ve yeterli olması gerekir. Yasal, yeterli ve geçerli bir gerekçeye dayanılmadan karar verilmesi yasa koyucunun amacına uygun düşmez ve uygulamada keyfiliğe yol açar.
Anayasanın 141, 5271 sayılı CMK’nun 34, 230, 232 ve 289.maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının Yargıtay denetimine olanak sağlayacak şekilde açık olması ve Yargıtayın bu işlevini yerine getirebilmesi için kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre mahkemenin ulaştığı sonuçların, iddia, savunma ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmelerin, sanığın eylemlerinin ne olduğunun açık olarak gerekçeye yansıtılması gerekirken bu ilkelere uyulmadan gerekçeden yoksun olarak, yazılı şekilde hüküm kurulması,
b)5237 sayılı TCK’nun 203/1. maddesinde seçimlik ceza öngörülmesi ve aynı Kanunun 50/2. maddesinde ise, “hapis cezası ile adli para cezasının seçenek olarak öngörüldüğü hallerde, hapis cezasına hükmedilmişse, bu ceza artık adli para cezasına çevrilmez” hükmünün yer alması nedeniyle, tercih ve tayin edilen hürriyeti bağlayıcı cezanın sonradan paraya çevrilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, ceza miktarı yönünden kazanılmış hakkın saklı tutulmasına 25.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.