Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2014/4024 E. 2014/18283 K. 04.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/4024
KARAR NO : 2014/18283
KARAR TARİHİ : 04.11.2014

Tebliğname No : 11 – 2013/339615
MAHKEMESİ : Çeşme Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 30/05/2013
NUMARASI : 2013/228 (E) ve 2013/456 (K)
SUÇ : Mühür bozma

1- Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere ve incelenen dosya içeriğine göre; sanığın yerinde olmayan diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Anayasa’nın 38. maddesine göre “kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz. Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur.” Aynı hususlar, 5237 sayılı TCK’nun “Suçta ve Cezada Kanunilik İlkesi” başlıklı 2. maddesinde de vurgulanmış ve “İdarenin düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza konulamaz.” hükmüne yer verilmiştir. Yine 5237 sayılı TCK’nun “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde, 203. maddede düzenlenen “mühür bozma” suçunun konusu, kanun veya yetkili makamların emri uyarınca bir şeyin olduğu gibi korunması veya üzerinde değişiklik yapılmaması için konulan mühürdür. Suçla korunan değer, kamu idaresinin, dolayısıyla devletin otoritesidir. Kanunla verilmiş yetkiye dayalı olarak ve usulüne uygun bir şekilde yetkili makam tarafından konulan mührün kaldırılması ya da konuluş amacına aykırı hareket edilmesi ile mühür bozma suçu oluşur.” hükmü yer almaktadır.
5237 sayılı TCK’nun “Tanımlar” başlıklı 6. maddesinin gerekçesinde “kamusal faaliyet, Anayasa ve kanunlarda belirlenmiş olan usullere göre verilmiş olan bir siyasal kararla, bir hizmetin kamu adına yürütülmesidir. Buna karşılık, kamusal bir faaliyetin yürütülmesinin ihaleye dayalı olarak özel hukuk kişilerince üstlenilmesi durumunda, bu kişilerin kamu görevlisi sayılmayacağı” belirtilmiştir.
Mühür bozma suçunun fiil öğesi bağlamında hukuka aykırılık unsurunun oluşması için, mühürleme yetkisinin kanuni dayanağının bulunması zorunludur.
Somut olayda şikayet dilekçesindeki bilgilere göre Çeşme Alaçatı Çevre Koruma Altyapı Tesisleri Yapma ve İşletme Birliği Çalbir ile yapılan sözleşme gereğince Çeşme ve Alaçatı bölgelerinde su ve atıksu sistemlerinin işletilmesi görevini üstlenen katılan Alçesu Anonim Şirketinin sanığın borcundan dolayı sayacını mühürleme yetkisinin bulunup bulunmadığının ve mühürleme tarihi itibariyle katılan kurumun hukuki statüsü ile özel hukuk tüzel kişisi olup olmadığının belirlenmesinden sonra sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
2- Önceden verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair ilamın, 5271 sayılı CMK’nun 231/6-a maddesi kapsamında kasıtlı suçtan mahkumiyet olarak değerlendirilemeyeceği ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel teşkil etmeyeceği gözetilmeden, bir daha suç işlemeyeceğine ilişkin olumlu kanaate varılarak cezası ertelenen sanık hakkında, yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile CMK’nun 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 04.11.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.