Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2014/3800 E. 2014/19997 K. 24.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/3800
KARAR NO : 2014/19997
KARAR TARİHİ : 24.11.2014

Tebliğname No : 11 – 2013/340631
MAHKEMESİ : Çeşme Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 04/06/2013
NUMARASI : 2013/192 (E) ve 2013/471 (K)
SUÇ : Mühür bozma

1-5237 sayılı TCK’nun “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde, 203. maddede düzenlenen “mühür bozma” suçunun konusu, kanun veya yetkili makamların emri uyarınca bir şeyin olduğu gibi korunması veya üzerinde değişiklik yapılmaması için konulan mühürdür. Suçla korunan değer, kamu idaresinin, dolayısıyla devletin otoritesidir. Kanunla verilmiş yetkiye dayalı olarak ve usulüne uygun bir şekilde yetkili makam tarafından konulan mührün kaldırılması ya da konuluş amacına aykırı hareket edilmesi ile mühür bozma suçu oluşur.
5237 sayılı TCK’nun “Tanımlar” başlıklı 6. maddesinin gerekçesinde “kamusal faaliyet, Anayasa ve kanunlarda belirlenmiş olan usullere göre verilmiş olan bir siyasal kararla, bir hizmetin kamu adına yürütülmesidir. Buna karşılık, kamusal bir faaliyetin yürütülmesinin ihaleye dayalı olarak özel hukuk kişilerince üstlenilmesi durumunda, bu kişilerin kamu görevlisi sayılmayacağı” belirtildiği ve mühür bozma suçunun fiil öğesi bağlamında hukuka aykırılık unsurunun oluşması için, mühürleme yetkisinin kanuni dayanağının bulunması zorunludur.
Özelleştirme uygulamaları sonucu kamusal bir faaliyet olan su dağıtım ve satış hizmetinin özel şirketlere devrildilmesinden sonra yapılan mühürleme işlemine aykırı davranışta mühür bozma suçu oluşmayacağından, Çeşme ilçesinde su dağıtım ve satış hizmetini sağlayan A. AŞ.’ nin Çeşme Belediyesine ait şirket mi, özel hukuk hükümlerine tabi şirket mi olduğu, bir başka ifadeyle Çeşme’de su dağıtım ve satış hizmetinin özelleştirilip özelleştirilmediği, özelleştirilmişse hangi tarihte özelleştirildiği, buna göre de mühürlemenin kamu idaresince yapılıp yapılmadığının tespitiyle sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Kabule göre de; Önceden verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair ilamın, 5271 sayılı CMK’nun 231/6-a maddesi kapsamında kasıtlı suçtan mahkumiyet olarak değerlendirilemeyeceği ve verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel teşkil etmeyeceği gözetilmeden, sanık hakkında yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile CMK’nun 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 24.11.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.