Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2014/3638 E. 2014/19298 K. 17.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/3638
KARAR NO : 2014/19298
KARAR TARİHİ : 17.11.2014

Tebliğname No : 11 – 2013/78988
MAHKEMESİ : Kırklareli 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 27/11/2012
NUMARASI : 2012/251 (E) ve 2012/502 (K)
SUÇ : Mühür bozma

Gerekçeli kararda yanlış gösterilen suç tarihinin 12.07.2010 olarak mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüş, Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığının Dairemize gönderdiği 12/11/2013 tarihli yazısından T. Elektrik Dağıtım A.Ş.nin suç tarihinden sonra 30.12.2011 tarihinde özelleştirildiğinin anlaşılması karşısında, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık ve katılan vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-5271 sayılı CMK’nun 231/11. maddesinin; “Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkumiyet hükmü kurabilir.” şeklinde düzenlendiği, buna göre anılan madde fıkrasının ikinci cümlesi uyarınca, cezanın kısmen infazı, ertelenmesi veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar verilebilmesinin ancak yükümlülüklerini yerine getiremeyen sanıklar yönünden mümkün bulunduğu cihetle, mühür bozma suçundan yargılandığı davada hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen sanığın, denetim süresi içinde yeniden suç işlemesi nedeniyle CMK’nun 231/11. maddesi uyarınca hakkındaki hükmün açıklanması sırasında hükmolunan cezanın ertelenemeyeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
2-Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, mahkumiyet kararı olmadığı gibi, davayı esastan sonuçlandıran bir hüküm de değildir. Ceza Genel Kurulu’nun 19.02.2008 gün ve 346-25 sayılı kararında belirtildiği gibi, bu karar “koşullu bir düşme kararı” niteliğinde olup, CMK’nun 231. maddesinin 10 ve 11. fıkraları uyarınca, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması halinde, kamu davası aynı Yasanın 223. maddesi uyarınca düşürülecek, aksi halde ise açıklanması geri bırakılan hüküm açıklanacaktır. CMK’nun 325. maddesindeki hükmün açıklanmasının geri bırakılması halinde vekalet ücretini de kapsayan yargılama giderlerinin sanığa yükleneceğine ilişkin
Kural, istisnai bir düzenlemedir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilirken, yasa gereği vekalet ücretine hükmedilmiş ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi değiştikten sonra hükmün açıklanması gerekmişse, bu tarihte yürürlükte bulunan tarifedeki miktardan, ilk kararla verilen miktar mahsup edildikten sonra aradaki farka hükmedilecektir. Aksi halde sanığa, bir davada iki kez vekalet ücreti yüklenmiş olunacaktır. Somut olayda; hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildikten sonra, deneme süresi içinde yeniden suç işleyen sanık hakkında 27.11.2012 tarihinde açıklanan hükümde, kendisini vekil ile temsil ettiren katılan lehine karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, sanık ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.