Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2014/2706 E. 2014/12905 K. 30.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/2706
KARAR NO : 2014/12905
KARAR TARİHİ : 30.06.2014

Tebliğname No : 11 – 2013/133824
MAHKEMESİ : Büyükçekmece 7. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 27/02/2013
NUMARASI : 2012/796 (E) ve 2013/437 (K)
SUÇ : Mühür Bozma

1)5271 sayılı CMK.nun 170. maddesinde “iddianamede sanığın açık kimliği, isnat olunan suçun neden ibaret olduğu, suçun kanuni unsurlarıyla uygulanması gereken kanun maddeleri, deliller ve duruşmanın yapılacağı mahkeme gösterilir”, aynı Yasanın 225. maddesinde de “hüküm ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve fail hakkında verilir. Mahkeme fiilin nitelendirilmesinde iddia ve savunmalarla bağlı değildir.” hükümleri yer almaktadır. Bu hükümlerde belirtildiği gibi, hükmün konusu iddianamede gösterilen fiildir. İddianamede açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılması, dolayısıyla davaya konu edilmeyen bir eylemden dolayı yargılama yapılması ve açılmayan davadan hüküm kurulması kanuna aykırıdır. Bu bakımdan iddianamenin ayrıntılı olması, yüklenen suçun unsurlarını oluşturan fiil/fiillerin nelerden ibaret olduğunun hiçbir duraksamaya yer bırakmayacak biçimde açıklanması zorunludur. Böylelikle sanık; sorgusundan önce iddianame okunduğunda üzerine atılı suçun ne olduğunu anlamalı, buna göre savunmasını yapabilmeli ve kanıtlarını sunabilmelidir. Yüklenen suç açık ve net olarak belirlenmeli, savunma hakkı kısıtlanmamalıdır. İncelenen dosyada, Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 09.04.2012 günlü iddianamesinde sanığın ruhsatı bulunmayan işyerinin 14.02.2012 tarihinde mühürlendiği, 21.03.2012 günü yapılan denetimlerde faaliyetine devam edildiğinin anlatıldığı, ancak dosya içerisindeki mühürleme tutanağının 21.03.2011, fek tutanağının ise 14.02.2012 olduğu cihetle; iddianameye ve mahkemenin kabulüne konu tarihlerde mühür bozma suçunun işlendiğine ilişkin herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı gözetildiğinde; hazırlanan iddianamenin CMK.nun 170. maddesine uygun olmadığı, sanığa yüklenen suç gerektiği gibi anlatılmayarak iddia ve savunma hakkının kısıtlandığı ve anılan Kanunun 225. maddesine aykırı olarak hükmün konusu olan olayın da usulünce belirtilmediği, aynı Yasanın 170/4. maddesine aykırı biçimde düzenlenmiş iddianame usulünce açıklattırılmadan yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
2) Kabul ve uygulamaya göre de;
Temel ceza belirlendikten ve tespit edilen gün para cezası üzerinden TCK.nun 62. maddesi gereğince indirim yapıldıktan sonra TCK.nun 52/2. maddesi gereğince, sanığın sosyal ve ekonomik durumuna göre belirlenen miktar üzerinden adli para cezasının tespit
edilmesi gerekirken, yazılı şekilde uygulama yapılmak suretiyle 5237 sayılı TCK.nun 61/8. maddesine aykırı davranılması,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 30.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.