Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2014/22545 E. 2015/29349 K. 08.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/22545
KARAR NO : 2015/29349
KARAR TARİHİ : 08.10.2015

Tebliğname No : 15 – 2013/246557
MAHKEMESİ : Denizli 4. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 05/03/2013
NUMARASI : 2012/84 (E) ve 2013/63 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık

1- Suç tarihinde … Köyü muhtarı olup köy alacaklarını takip ve tahsil etmekle görevli ve yetkili bulunan sanığın, çocukları olan diğer sanıklar adına köy tüzelkişiliğine ait taşınmazların satımı nedeniyle köy ihtihar heyetine başvurup satımı hususunu karara bağladığı, bedellerini kendisinin ödediği iki adet taşınmaza ilişkin makbuz kesmesine rağmen, tahsil ettiği parayı köy kayıtlarına intikal ettirmeksizin mal edinmesi eyleminde, yargılamanın tüm aşamalarında sanıkların istikrarlı beyanlardan taşınmazlara ait bedelin sanık İ.. Ü.. tarafından ödenmiş olduğunun anlaşılması karşısında, görev ve yetkisi dahilinde muhtar olan sanık tarafından kesilen makbuzların içerik itibariyle doğru olacağı cihetle sahtecilik suçunun oluşmayacağı, yine “dolandırıcılık” suçunun oluşabilmesi için failin bir kimseyi kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun ve yetkisi veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmekte olup fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte birtakım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Somut olayımızda sergilenen davranışlarda belli bir kişiye yönelmiş hile unsuru gerçekleşmediğinden eylemin dolandırıcılık olarak da değerlendirilmesine yasal olanak bulunmadığı, atılı suçun bütün halinde 5237 sayılı TCK’nun 247. maddesinde düzenlenen zincirleme zimmet suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi;
Kabule göre de;
2- 5237 sayılı TCK’nun 43. maddesi uyarınca; “bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi ya da aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi” durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanması mümkün olup, köy muhtarı olan sanığın, köye ait iki adet taşınmazın bedelini gerçekte almadan, iki adet 02.01.2009 tarihli makbuz düzenleyip, taşınmazların tescilini aynı anda talep etme eyleminin tek bir dolandırılığa teşebbüs suçunu oluşturacağı gözetilmeden, zincirleme suç hükümlerinin uygulanması,
Yasaya aykırı, Cumhuriyet savcısı ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08.10.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.