Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2014/2213 E. 2014/14960 K. 16.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/2213
KARAR NO : 2014/14960
KARAR TARİHİ : 16.09.2014

Tebliğname No : 11 – 2013/271241
MAHKEMESİ : Kale(Denizli) Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 19/06/2013
NUMARASI : 2013/9 (E) ve 2013/79 (K)
SUÇ : Mühür bozma

TCK’nun 203. maddesi, esasta bir şeyin saklanmasını veya varlığının olduğu gibi muhafazasını sağlamak üzere, kanunun veya yetkili makamların emrine uyularak konulmuş mührün kaldırılmasını cezalandırmaktadır. Burada kamu idaresinin yasa ile yetkili makamlarının emri uyarınca bir şeyin saklanmasını veya varlığının aynen korunması sağlanmak için eşyayı koruma altına alan ve başkalarının eşya üzerinde işlemde bulunmalarını önleyen iradesi, yasaya uygun olarak konulan bir mühürle açıklanmakta olup bu mührün açığa vurduğu iradeyi etkisiz hale getirerek onu ihlal eden herhangi bir eylem ile suç işlenmiş olmaktadır. Mühür bir işaret ve semboldür, o nedenle mührün maddi varlığına el sürülüp sürülmemesi suçun oluşmasına etkili değildir. Zira, önemli olan mühürle sağlanmak istenen amacın engellenmesidir. Dolayısıyla bu amacı ihlal etmeyen bir eylem nedeniyle mühür bozma suçunun işlendiğinden de söz edilemeyecektir.
Sanığa ait kahvehanede kumar oynatılması sebebiyle katılan idare tarafından belirtilen iş yerinin 18.12.2012 tarihinde mühürlenmesine rağmen, 25.12.2012 tarihinde yapılan kontrolde mührün bozulduğunun belirlenmesi üzerine mühür bozma suçundan açılan kamu davasında; sanığın, aşamalarda mühürleme işleminden sonra faaliyette bulunmadığını savunması, tanık İ.. Ç..’in ve tutanak düzenleyicilerinin beyanlarında mührün kırık olduğunu, ancak ticari faaliyette bulunulmadığını gördüklerini belirtmeleri karşısında; sanığın iş yerini kumarhane olarak kullanması nedeniyle suça konu mühürleme işleminin yapıldığı, eşyanın saklanması veya koruma altına alınması niteliğinde bulunmadığı gözetildiğinde; TCK’nun 203. maddesinde belirtilen “bir şeyin saklanmasını veya varlığının aynen korunmasını sağlamak” veya “konuluş amacına aykırı hareket etmek” unsurlarının ne şekilde gerçekleştiği karar yerinde açıklanmadan dosya kapsamı ile uygun olmayan gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 16.09.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.